6 Şubat 2018 Salı

Yüreğimde Rabbim Olmazsa Yapayalnızım - Muhammed Bozdağ



Yüreğimde Rabbim Olmazsa Yapayalnızım
Muhammed Bozdağ
Yediveren Yayınları
274 sayfa

Arka Kapak

Son bulsun kin, kibir, gözyaşı ve yüreğimizde Rabbimize sevgimiz dirilsin. Çok şey gitti hayatımdan ve her defasında Seni buldum geride yüce Rabbim. Baba gitti, hala gitti, teyze gitti, çocukluk arkadaşlarım gitti. Bu aklar düşmüş başımı kuşatan pörsümüş tenim bile gidici. Hiç gitmeyen Sen varsın Yüce Mevlam. Toprağa düşünceye kadar geçen ömrümde hayatımın biricik nuru hep Sen oldun. Bir ömürdür lütuflarına gösterdiğim vefasızlığın pişmanlığı içindeyim şimdi. Kalbime sevgini indir Yüce Rabbim. Önümdeki yokluk karanlıklarında kaybolmaktan ancak Senin sevginin sevincine tutunarak korunabilirim.

Yıllardır hasretinde kaldığı dostlarından birinden olsun bir selâm, bir mektup gelecek diye gözü pencerelerde kalmış bir yaşlı gibiyim. Anladım ki, ben bu yeryüzü çölünde asırlarca çırpınsam, lütfun olmazsa bir arpa boyu yol gidemem. Ama Sen şefkatinle bana ışık tutsan o anda kendimi yüce arşının yakınında bulurum. Beni bulunduğum yerden çekip çıkarmana muhtacım. Beni kurtar Allah'ım! Hepimizi kurtar Allah'ım! Allah'a dayanmak, Allah'ın adaletine güvenmek ve zaman planına razı olmaktır. Hiç kimse Allah'tan hakkıyla korkan bir kul kadar kahraman olamaz. Allah'ın dininin iki ana hedefi vardır. İman ve iyilik! Bu iki değerin yayılmasına hizmet eden, Allah'ın yolunun yardımcısıdır.

Hayat bir kum saati ise, insan onun içine neler doldurduğuna ve zaman deliğinden neler akıttığına bir baksın. Kaç tane dünya, kaç tane ahiret işi? Kaç tane zikir, şükür, iyilik? Kaç tane alay, gıybet, dedikodu? Ne yapacağını bilmiyorsan Allah sana öğretir. Yeter ki sakin ol ve öğrenmek için Rabbine yalvarıp yakar. Başımıza gelen en feci felaket, bir sürü bâtıl inancı, öfkeyi, kini soktuğumuz dinimizi bozarak Allah'ın doğru yolundan uzaklaştırmış olmamızdır.

Kitaptan Alıntılar

Zalimliğe karşı durabilmek birliğini ve cesaretini ancak batıllardan arınmış bir güçlü iman edinerek kazanabiliriz.

Herkese hoşluk için uğraşan kişilik boşluğuna düşer. Herkesi razı edeyim diye uğraşıyorsan kimseyi razı edemezsin.

"Ne olacak, eğleniyoruz işte! Annemizi sevindirmenin neresi kötü?" diye soruyor birisi. Medeniyetimizi kaybediyoruz kardeşim. Annemizi başka günlerde de sevindirebiliriz. Fakat bu taklitle medeniyetimiz zayıfladıkça dinimiz de, ALLAH sevgimiz de kayıp gidiyor elimizden. Torunlarımız da taklit ettiğimiz kavimler gibi olup çıkıyor sonunda. ALLAH'a bağlanmak böyle mi olur ?

' Kur 'an Peygamberimiz'e (Aleyhisselam) inmeye, "Yaradan Rabbinin adıyla oku!" (Alak-1) ayetiyle başlamıştır. Bu ayette iki incelik gözden kaçıyor. Birincisi, "Derleyip toplamak anlamına gelen oku/İkra salt kitap okumak anlamında değildir; bütün öğrenme şekillerini kapsar ve doğru çeviri, "YARADAN RABBINİN ADIYLA İLİM EDİN." olmalıdır. İkincisi, ilmin ALLAH'ın adıyla edinilmesi, ilmin ALLAH'a yöneltici formatta olmasını emrediyor olmasıdır. Yani her türlü çöplükten, şehvetten, haramdan, fuhuştan öğrenmek veya aşk-meşk, kurgu, entrika okumak değildir emredilen ilim.

İNSANA RABBİNİ TANITIP SEVDİREN, KÂİNATIN İNCELİKLERİNİ BASİRETLE ÖĞRETECEK İÇERİKLERDİR GERÇEK İLİM...'

" Kıyamet asrında cenneti kazanmak çok kolay,

Fakat HAKKI bulabilene..! "

Evlenememenin toplum genelinin günahlarından kaynaklanan sebepleri vardır. Lüks saplantısı, şehvet, çıplaklık, haram ilişkiler, cinsel çarpıklıklar gibi isyanlar yüzünden ALLAH evlilik hayatına darbeler indirmiş, aile huzurunu toplumlardan adım adım geri almıştır. Birçok insan da bu kitlesel felaketten payına düşeni alıyor..

'..Hak, din, doğru yol sanıp batıl bataklık çamurunu yüzümüze gözümüze sürüyoruz. ALLAH'ın yolu zannıyla sapmış bir yolda ağlıyoruz..! '

Gerçekte her doğum yeryüzünün savaş meydanında bir göz açıştır.

' Sizden öncekilere benzer sıkıntılar yaşamadan cennete gireceğinizi mi sandınız? '

'Böyle pamuktan gevşek bir imanla biz nereye varacağız ?'

'O müminler kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçların ihtiyacına harcarlar' (Enfal - 3)

'Hayır, siz yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.' (Fecr - 17)

"Önce hakkı öğren, sonra haklının kim olduğunu öğreneceksin..! "

ALLAH'ın yaratmasını ifade için net bir ayrıştırmayla kullanacağımız hangi kirlenmemiş kelime kaldı geriye??

Genç bayan 35 yaşına gelmiş ve halen bekâr! Evlenmemiş olmanın gerilimi içerisinde bir çare ve açıklama arıyor. Günün birinde bir fikir veriyorlar kendisine:" Kız, senin kısmetin kapanmış, git bir hocaya açtırıver." Bayan bize soruyor, " Hoca kısmet açılabilir mi, nasıl açtırabilirim?" Ne ağlanacak hallere düştük böyle?


Diri diri kazana atılma pahasına ALLAH'tan vazgeçmeyenler nerde,
İflas etme korkusuyla faize bulaşanlar, işten atılma korkusuyla haramları işleyenler, yalnız kalma korkusuyla günahkâr kalabalıklara takılanlar nerede?

Alman kızlar, Türk kızlarının kendilerine çok benzemelerinden rahatsızlarmış da boyunlarında hac taşımaya başlamışlar!

Batı medeniyetinin temelini İslam medeniyetinin öncüleri atmamış mıydı?

Sırf İbni Sina'nın kitabını altı asır üniversite kitabı yapmamışlar mıydı? Bin yıl öncesinin Paris'i bir çöplükten, İslam medeniyetinin Kurtuba'sı 60 sarayı, 600 camisi, 700 hamamı, 17 üniversitesi ve 70 kütüphanesiyle bir mücevher değil miydi? İlk uçuştan, ilk atom bombasından, ilk miktoptan söz edenler, pusulayı, dünyanın güneş etrafında döndüğünü bulanlar İslam medeniyetinin âlimleri değil miydi ? Şimdi , ne oldu bize ?

İnsan ALLAH'ın lutfettiği varlıkların içindeyken şehvetine tapıyor da, ALLAH'a dönmek ancak derin darlığa düşünce aklına geliyor...

Kendi hesabıma bakıyorum: Çoğu zaman ölümü unutuyorum ve uçurumlu yollarda direksiyonu terk etmiş şoför gibi davrandığımı fark ederek ürktüğüm oluyor. Allah'tan hayırlı bir ölüm diliyorum, ama nice çocukların öldüğü bu yeryüzünde kimin yarınının garantisi var?

Savurgan ve cimri kişi ALLAH' a güvenini kaybeder.

Kainatın gizemli inceliklerini doğru biçimde açıklayan bir kitap keşfedilse bütün insanlık meraktan teyakkuz kesilir. Kuran-ı Kerim kainatı yaratan yüce Allah'ın kitabıdır. Bu bir şaka değil. Bu çok büyük, çok heyecan vermesi gereken bir meseledir. "Kur'an ile inen ayetler sebebiyle müminlerin yüreklerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi?" (Hadid, 16)ayeti buna işaret ediyor. Uyuyor mu yüreklerimiz?

Yürekler sinemasında çoğunluğun izlediği filmleri özetliyorum böylece.. Dakika ve saniye seansları birbirini izliyor. ALLAH'ın her sabah bağışladığı 24 saatin çoğunu şeytan satın almış sanki...

Elinde olmayan bir dert denizine düştüysen sen de kendini hayatın akışına bırak ve şimdiye odaklan. Allah'a ümidini diri tutarsan, hesaplayamadığın bir esinti alıp sahillere ulaştırabilir bedenini... Bırak Allah'ın çile fırtınaları esip geçsin üzerinden. Bırak bedenin bir tüy gibi salınsın dert dalgalarının üzerinde...

Neyi çok sevdiysem ayrıldı benden. Bu dünyaya ait hiçbir şey yalnızlığımı gideremedi., kalbimi huzura taşıyamadı. Her şeyin gün geçtikçe hiçbir şeye yaramadığı YERYÜZÜ, SÜREKLİ YALAN SÖYLÜYOR...

Mehdi gelse de, gelmese de, son nefesimize kadar ALLAH'ın bize yüklediği görevler açık değil mi.!?

Hayat bir kum saati ise, insan onun içine neler doldurduğuna ve zaman deliğinden neler akıttığına bir baksın.

Kurnazlık yapıp insanları kandırmaya çalıştığımız gibi Allah'ı da kandırabileceğimizi mi sanıyoruz? Allah bizi niyetimizden yakalıyor. Niyetimize göre kazandırıyor veya kaybettiriyor. Farkına varabilecek kadar bilinçli miyiz?

Yeryüzünde kime daha yakın durduğunu anlamak isteyen insan, yüreğinin gün boyu en çok kiminle konuştuğunu ve kimin kurallarına uyduğunu düşünsün..!

Oysaki doğru ile yanlış, aydınlıkla karanlık kadar birbirinin kıyısında duruyor. Bıçak sırtı gibi, birinin bittiği yerden öbürü başlıyor. Yüzeysel bilgilerle bataklıkta boğuluyor insan.

Nedir bizdeki bu taklit ve özenti? Bu ne acımasızca kendi milletini yeryüzünden silme sorumsuzluğu...

Kur'an ile ilim, hikmet, akıl ve basiretli ilgilenmeyen müminlerin, öğrenme seferberliği yerine televizyon ve internetle ömür tüketmelerinin hayırlı bir akıbeti olabilir mi?

"Ne zaman kimseden bir şey istemez ve kimseden korkmazsanız o zaman sizi kimse esir edemez..! "

Zenginin şampuanında bile fakirin tabağındakinden fazla meyve var.

Nasıl oluyor da insan, Allah'ın basit bir mikrobundan, akrebinden, yılanından korkuyor ama Allah'ın kendisine isyan etmekten korkmuyor. Allah'a isyandan korkmak kalbi başka bütün korkulardan kurtarır ve farzdır, Allah'ın emridir.

"Derleyip toplamak anlamına gelen oku/ikra salt kitap okumak anlamında değildir, bütün öğrenme şekillerini kapsar ve doğru çeviri, "Yaradan Rabbinin adıyla ilim edin. " olmalıdır. İlmin Allah'ın adıyla edinilmesi, ilmin Allah'a yöneltici formatta olmasını emrediyor olmasıdır. Yani her türlü çöplükten, şehvetten, haramdan, fuhuştan öğrenmek veya aşk meşk, kurgu, entrika okumak değildir emredilen ilim. İnsana Rabbini tanıtıp sevdiren, kainatın inceliklerini basiretle öğretecek içeriklerdir gerçek ilim.

Gidip lüks lokantalarda yemek yiyip de sadaka veremeyenlere de gelince... Allah onları ayakların altına düşürür vakti gelince. Cimrilik ve lüks harcamak mümine helal değildir. Parası bol olan muhtacın hakkını vermelidir.

Yeryüzüne Rabbimizi keşfetmek, sevmek ve emrettiği yüksek ahlak üzerinden sonsuzluğu kazanmak üzere geldik.

İsimleri one çıkan inkarcılar nasıl çalışıyor biliyor musun? Bir sürü inanan televizyon seyrederken, inkarcı gece yarılarına kadar okuyor, ilim ediniyor. İnanan yatağının sıcaklığını daha terk edememişken, inkarcı sabahın ışıklarından önce işbaşı yapmış oluyor.

...çünkü sen onun onda biri kadar çalışmıyorsun. Sen Rabbinin, "ilim edin! " farz emrine rağmen, onun onda biri kadar öğrenmedin. O Allah'ı inkar ediyor ama emrettiği örneğin iş ahlakına ölümüne tutunuyor. İlişkilerinde dürüst ve işlerinde çalışkan davranıyor. Sen ise öz dinine ihanet ediyorsun bu tembelliğinle ...


(Suriyeli diyor) "Bizim de sizinki gibi imkanlarımız vardı. Evimiz vardı, arabamız, topraklarımız vardı. Durumumuz sizinki kadar iyiydi. Şimdi ise sokaklara düştük, tüm varlığımızı aldılar elimizden, bize bir tek Allah'ımız kaldı. "

Sokağa attığımız her ekmek aç kalan bir çocuğun rızkıdır.

Allah herkesi doyuracak kadar ve fazlasıyla rızık yaratmıştır. Buna rağmen kimi insanlar aç. Çünkü sırf biz Türkiye olarak, bir Afrika ülkesini doyuracak kadar ekmeği her yıl çöpe atıyoruz.

Herkes işlediğinin yanı sıra sebep olduğundan da sorumludur.

Kendi siyasetçisini bu kadar gıyabında aşağılayıp yüzüne karşı öven kaç millet vardır yeryüzünde acaba?

Allah'ı anmak için hiç kimse hiç kimseye mahkum ve mecbur değildir. Allah'a yaklaşmak için insan alimden, hocadan, veliden dua isteyebilir, teşvik isteyebilir, dilerse grubuna da ait olabilir. Ancak insanı bunlara mecburmuş gibi gösterip kulun Rabbine doğrudan yalvarması yolunu kapatmak, kullarının kendisine doğrudan yönelmesini emreden Allah ila mücadele etmektir.


Benim Yorumum




Kitabın ilk sayfasından kitaba ısındım. Muhammed Bozdağ'ın bu kitabı çok bilgilendirici bir kitap. Hemen hemen her sayfasında insanın not alası geliyor. O yüzden alıntıları biraz uzun tutmuş olabilirim :) Muhammed Bozdağ'ın hayata dair tespitleri, halk sorunu olan meseleleri dile getirmesi çok iyi. Bu kitabı bence mutlaka okuyun. Kitaba 5 üzerinden 5 veriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okuduysan ses ver!