29 Ocak 2018 Pazartesi

Harry Potter serisinden tespitler



Merhaba arkadaşlar. Bir Harry Potter fanı olarak yeniden tüm seriyi okumuş bulunmaktayım. Hâlâ benim için en güzel kitap Harry Potter. Bi ara hayır başka kitaplar daha güzel gibi düşündüm. Ama kendimi kandırmışım. Hâlâ Harry Potter kadar başka güzel kitap okumadım. Defalarca okumama rağmen sıkılmıyorum. Her okuduğumda farklı bir bakış açısı buluyorum. Ben bu seriye hayranım :))

Neyse konumuza dönelim. Bu yazıda Harry Potter evreni hakkında bazı tespitleri yazacağım. Muhakkak daha önce bunu yapan fanlar olmuştur. Hatta bazıları benim başka fanların yazdığı yazılardan aklımda kalan kısımları olabilir. Ama olsun içimden böyle bir yazı yazmak geldi. Kendi yorumumu da katarak yazdım. Buradan sonrası spoiler olacak fan olmayanlar veya kitabı henüz okumamış olanlar burayı okumasın.

Dikkat : Tekrar ediyorum bundan sonraki kısımları seriyi bitirmeyenler okumasın. Ağır spoiler içerir!!! Kitap kitap ayırdığıma bakmayın tüm seri spoiler içerir.!!!

Harry Potter'ın başına gelen her kötü olaydan sonra iyi bir sonuç ortaya çıktı

Aşk Neden Can Yakar - Mehmet Yıldız

Aşk Neden Can Yakar 
Mehmet Yıldız
Genç Nesil Yayınları
160 sayfa

Arka Kapak 

Ne yaparsan yap olmaz bazen. Ama o kadar güzel olmaz ki, “Ancak bu kadar güzel olmayabilirdi” dersin. Ve aklına gelir: “Kadere iman eden kederden emin olur.” Sonra anlarsın ki, nar tanelerini teker teker yerli yerine yerleştiren Rabbin, seni de hangi gönle yerleştireceğini bilir. Tek yapman gereken kara geceleri kudret kalemiyle güneşe boyayan, kahverengi odundan pembe çiçekler açtıran Allah'a inanmak. O'na inanırsan yaklaşmak için tuttuğun elin aslında Allah’tan uzaklaştırdığını anlarsın. O'na inanırsan batıp gidenlerden medet ummaz kalbin esas sahibine yönelirsin. O'na inanırsan “aşk neden can yakar” anlar ve sabır ipliğiyle diktiğin tüm yaralarını tedavi edersin. İstemez misin kor ateşler etrafını sararken yanmayan bir İbrahim olmayı...

Kitaptan Alıntılar


Bütün organlarınla günah işliyorsun, kalbinle ettiğin tövbe hepsini siliyor. İslam ne güzel din!

Bir erkek için ölmeye değer mi?
Cenazane başka kadınla gelir, kahrolursun.

Allah sizi korumak için, bazılarını hayatınızdan çıkarır.

Geçmişi temiz bir eş istiyorsan kimsenin geleceğine karışmayacaksın.
Elinden tutup cehennemi değil, cenneti ayaklarının altına sereceksin.

Bizim "leb" denildiğinde "leblebi"yi değil de, "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk" anlayacak gençlere ihtiyacımız var.

Allah kuluna çok fazla soru sormaz; sadece şunu sorar: ‘’Ben seninleydim, sen kiminleydin?

Hayırlısı ne uzun kelime... Açıp baksa manayı, ne sevgiler, ne kanamalar, ne hazretleri, ne bekleyişler, ne yaralar, ne umutlar çıkar.

Fani sevdalar böyledir işte, tokadını yiyene kadar sahte bir tebessüm ettirir insana...

Bu dünya herkesle nişanlanır ama hiç kimseyle evlenmezsen.

Arının karnındaki bal ile kuyruğundaki zehri birbirine karıştırmayan Allah,senin hakkını da başkasıyla karıştırmaz.Sabret!

"Fani lezzetleri acılaştıran ölümü sıkça anınız." (Hz. Muhammed)

"...Tüm bunlara rağmen ilk sırada hâlâ aşkın yer alması insana gösteriyor ki aşkın gözü pembe lenstir. Kanını da akıtsan sana kırmızıyı göstermiyor.."

Haşlanmış yumurtayı bile soğumadan soyamayan acizin “Cehennemse cehennem, yanarız o zaman” diye nara atması ne kadar ilginç..

Cenneti istiyorsan istenilen gibi, cehennemi istiyorsan istediğin gibi yaşa.

Peki soruyorum, plajda ne değişiyor? Kurgu, konsept farklı ama hadise aynı! Gözünüzden bile sakındığınız eşiniz binlerce aç gözün ortasında ve siz buna eğlence diyorsunuz. Bunu da yıllardır anlayamadım ya neyse...

Tesettür yalnız yüz ve el görünecek şekilde, şeffaf giyinmeyerek ve vücut hatlarının görünmesine müsaade edilmeyecek şekilde giyinmeye çalışmaktır.

Bazen de şeytan sizi örtünüyorum adı altında tesettür ile hiçbir alakası olmayan bir kapalılık şekliyle oyalar. Yani ona, örtünme denebilir, sarmış denebilir, sarmalamış denebilir, ama tesettür denmeye dil varmıyor, gönül razı gelmiyor.

"Yahu kardeşim, camide Allah, namazda Allah.. Lakin bütün bu muhabbetleri neden Allah'a bağlamaya çalışıyorsunuz? Neden her şeyde Allah Allah diyorsun? Bu biraz fazla değil mi? " diyorlar.
Ne yapalım kardeşim, bizimkisi kara sevda, geçmiyor. Anladım ki O'nun sevgisi hariç her şey geçiyor.

Kader ilim nevindedir.İlim 'bilme'nin ünvanıdır.O zaman kader iş yapmaz mı? Evet kader iş yapmaz.
Demek ki kader Allah'ın bilmesinin ünvanıdır.


Benim Yorumum

Güzel bir kitabın daha sonuna daha geldik. Eksi yanı ile başlamak istiyorum.
Bazı sayfalarda hepimizin bildiği sosyal medya sözleri var. Sonra bi bakıyorsun bir sayfa sonra risalelerden bir alıntı. Bu kadar kaliteli bir içeriğin yanında kalitesiz içerikler görmek tuhaf oluyor. Sanki antep baklavası yanında 10 kuruşluk buz dondurma verilmiş gibi.

Bir de kitap sanki aşktan canı yanmış insanlar için yazılmış gibi. Sürekli bir genelleme var. Hiç üstüme alınmadım. Yanlış kitabı mı okuyorum diye bir his oluştu bende :))

Başka da yok. Kitap gayet güzel. Tavsiye ederim. Tesettür ve kader konuları çok iyi anlatılmış.
Kitap 5 bölümden oluşuyor. En sevdiğim bölüm son bölüm oldu. Peygamber efendimizin eşleri hakkında bilgiler vardı bu bölümde. Yanlış anlaşılmalar, iftiralar bir güzel anlatılıp doğru bilgi kanıtı ile beraber verilmiş. Teşekkürler Mehmet Yıldız :)

Kitaba 5 üzerinden 5 veriyorum. Bence siz de okuyun.

Hadi iyi okumalar :))

23 Ocak 2018 Salı

Sensörlü Cennet Kapısı - Hasan Uzun

Sensörlü Cennet Kapısı
Hasan Uzun
Kitab-ı Hayat yayınları
182 sayfa

ARKA KAPAK

“Siz benim neden cennete gittiğimi nereden bileceksiniz.”

Kıyamet kopmuştur, mahşer yerinde herkeste bir telaş bir telaş...

Sonra bir anons duyulur:

“Cennete Kur’an’sız girilemeyecektir.“

Bu anonsu duyanlar hemen Kur’an arıyorlar ve herkesin yanında, dünyadayken evlerinde bulundurdukları Kur’an-ı Kerim’leri beliriyor.

Herkes büyük bir sevinçle Kur’an’larına sarılıyor “Cennetin anahtarını bulduk“ dercesine...

Düşün ki sen ile ben de cennetin kapısındaki görevlilerle beraber orada bekliyoruz.

Bir süreliğine olayları izlemek için onlardan izin almışız.

Gör bak neler olacak.

BENİM YORUMUM


Merhaba arkadaşlar. Bu ayki kitap yorumlarım biraz gecikti kusura bakmayın ama gayet verimli bir ay geçiriyorum kitap okuma konusunda :) Hasan Uzun'un kitabını uzun zamandır bekliyordum. Nihayet kitabı okudum ve yorumumu yazıyorum. Kitap ismi ve arka kitap yine bir Hasan Uzun klasiği olarak "dikkat çekici" ve "etkileyici" olmuş. Ve yine kitap ismine yönelik bir tane hikaye var başka da yok. O yüzden kitap ismine çok takılmayın :d Hasan Uzun, benim için ne yazarsa okurum dediğim yazarlardan biri. Her kitapta olduğu gibi sayfa sayısı sondan başlıyor. Yani sayfa 182'den başlayıp 0'da bitiyor :) Hasan Uzun'un dediği gibi sayfa kaçta olduğun değil kitabın bitmesine kaç sayfa olduğu daha önemli. Neyse kitap hakkında konuşayım artık :)

Kitabı alır almaz hemen okudum kitap kapağı çok güzel olmuş. Ama kalın kapaklı kitap kapaklarını daha çok seviyorum. Umarım bir dahaki kitap öyle olur :) Daha ilk sayfadan yazar okuyucu ile irtibata geçmeye çalışmış. Çoğu yazarın yapmadığı bir şey. Ya da en azından benim bildiklerimin :) bir yazar ile sosyal medya üzerinden tartışabilmek çok güzel bir duygu. Üstelik hemen cevap veriyor :))

Kitaptan alıntılar ile devam edeyim :)

Kitapları değerli yapan içindekilerdir. Sen cennete götürecek kitabın içindekilerden ziyade dışına odaklanmışsın. Okumamak için kendine güzel bir "kılıf" bulup o kılıfla da kitabı kapatmışsın ve bir güzel duvara asmışsın. Bu yüzden bu şartlarda seni içeri alamam.

Hasan Uzun burada kinaye yapmış kılıf derken. Gerçekten güzel ifade etmiş. Kur'an okumayıp müslümanım diye geçinen insanların muhtemel sonunu açıklıyor. Bu arada kitapta içindekiler kısmı yok dikkatimden kaçmadı :))

Asıl Kur'an'a hürmet onu anlamaktır ve uygulamaktır. Hayatın merkezine onu yerleştirmektir.

Fazla söze gerek yok :)

Bu arada kitapta yine bol bol ayet ve hadis var. Konu hakkında tam yerinde verildiği için çok iyi olmuş. Zaten anlaşılmayan yerler olursa diye bol bol samimi dipnotlar da var :))

Müslüman insan, kendi inancını ortama uyduran değil, ortamı kendi inancına uyduran olmalıdır.

Bu söze aşırı katılıyorum. Sözde müslümanlar yok bunun yeri değil işimden olurum gibi bahaneler ile farzları özellikle namazları terk ediyor bu yazı onlara gelsin. Bu arada burada bayanlara tokalaşmamaktan bahsetmiş Hasan Uzun. Kesinlikle haklı. Malesef değer verilmiyor buna.

İnsanlar etraflarından borç verip gelmeme olaylarını duya duya borç vermemekten soğusa da sen gerçekten güvendiğin insanlara borç vermeye devam et.

Bu söze de katılıyorum. Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz. Sen iyi olmaya devam et :)

"Derslerinden geri kalır" diye çocuğu televizyondan uzak tuttuğumuz kadar, "ahlakı bozulur" diyerek ekran karşısından uzak tutmuşluğumuz var mıdır?


Şu televizyon gerçekten özellikle çocuklar için çok zararlı. Günde 10 saat açık olan birçok ev var. Resmen televizyondan öğreniyorlar dünyayı çocuklar. Sonra bu nesil niye böyle?


Kısasa kısas bölümünde Hasan Uzun idam cezasının ülkemize gelmesinden bahsetmiş. Kesinlikle hak veriyorum. Başka Özgecanlar olmasın artık!


1. Sınıf 1. Ders helal ve haram konusunu çok sevdim. Herkesin dilinde olan bir şey, Türkiye'de eğitim sistemi çok kötü diye. Ama çözüm yolu üreten yok. Ne yapmalı deyince herkes susuyor. Hasan Uzun bu konudaki fikirlerini çok güzel belirtmiş. Sadece bu konuya özel kitap çıkarsa keşke :) neyse sahiden de 6 yaşından itibaren helal ve haram kavramlarını öğrenmek çok iyi bir fikir. Okullarda sadece matematik fen gibi dersler değil din kültürü ve ahlak dersleri de güzelce anlatılmalı. Yoksa eğitimli canavarlar nesile girebilir. Kimse tehlikenin farkında değil mi?

Saat konusu da favorim olabilir belki :) dakik olmak lazım arkadaşın ile saat 10.00'da buluşacağım dediysen o saatte orada ol. 15 dakika geciksem ne olur deme. Onun yerine 15 dakika erken gel o zaman. Hadi arkadaşın seni affetti. İşe vaktinde gelmeyen insan direk kul hakkına giriyor. Bu hesap kitapta yok ben kendim yapıyorum. Haftada 40 saat ayda toplam 160 saat çalışan bir memur düşünün. Her gün 10 dakika gecikme olsa haftada ortalama 1 saat etse ayda 4 saat eder. Demekki o 160 saatin 4 saati yani 40'ta biri kul hakkına girer. 3000 tl maaş alıyorsa 75 tl'si ona haram olur. Haram para da bir şekilde çıkar insandan. Çok mu abartıyorum sizce? Müslüman insan hassas olmalı...

Hasan Uzun kitabında yahudi mallarını boykot etmeyi, marketlerden aldığımız ürünlerde "helal" yazısını aramamız gerektiğini ve gimdes'ten de bahsetmiş. Tebrik ediyorum çok güzel konular. Helal dünya marketlerden de bahsedilse tam olurmuş :) konu uzasın istemiyorum merak eden araştırsın :) bu konu hakkında kısa bir yazı yazacağım bir ara :)

Hasan Uzun şimdi vereceğim linki kitabında olduğu gibi paylaşmış. Çok güzel bir hikaye, okuyup geçmemek ders almak lazım.

http://www.islamveihsan.com/huzemle-turkiye-hadis-birincisi-oldu.html/amp

Bazı ebeveynler; kız evlatlarını hiç eş veya anne olmayacakmış gibi ama hep sınavdan sınava, kariyerden kariyere koşacakmış gibi yetiştiriyorlar. Sonucunda da sınavlarda çok başarılı fakat 25 yaşında iken bile evliliğe hazır olmayan kızlar ortaya çıkıyor.

Çok haklı. Bazı demiş ama bence çoğu dese de olur. Günümüzde malesef öyle. Sadece kızlar için değil erkekler için de öyle. Evlilik yaşı gelince de hiçbir hazırlık yapılmadan evlenince öğrenirsin tarzı geçiştiriliyor. Çok yanlış.

İyi bir kitap okuru yetiştirmek, iyi bir çocuk yetiştirmenin en önemli aşamalarındandır.
Çocuklarda tablet ve telefona hayır kitaba evet :)

Bir Hasan Uzun klasiği olarak yine kitapta, kitap tavsiyeleri var. İlk defa onun verdiği tavsiye kitabı o demeden aldım :) gerçi facebook sayfasında bahsetmişti ama o zamanlar bu kitap yoktu :) dediğim kitap Kur'an bana ne diyor? Ben de tavsiye ederim. Çok iyi bir kitap. Kur'an'ı anlamamız için bu tür kitaplar şart. Kur'an okumalıyız ama sadece arapça kısmını değil. En önemlisi okuyup, anlayıp amel etmek :) hâlâ okumuyorsanız şeytanın bacağını kırın hemen bugün başlayın derim :)

16 saatliğine, 24 saatliğine modemlerimizi veya prizlerimizi kapatabilme iradesine sahip olmadığımız için hem bizlerin hem de çocuklarımızın aklına kitap okumak diye bir düşüncenin gelmesi sürpriz sayılabilmektedir.

Hasan Uzun burada hodri meydan demiş resmen. Hadi bakalım 24 saat televizyon, telefon, internet veya başka bir türevi yok. Yapabilir misin ha? Hadi bakalım!? Eğer sen yapmıyorsan çocukların da yapmaz tabiki. Ondan sonra çocuklar tablet telefon çok oynuyor dersin. Suçlu kim acaba?

Sonuç olarak gördüğünüz gibi Hasan Uzun yine her telden çalmış kitabında. Bazı bölümlerde konuya paralel mükemmel hikayeler var hepsi de çok güzel. Sohbet eder gibi yazılmış zaten hemen okuyup bitirirsiniz. Diğer kitaplarını okumayan varsa şiddetle tavisye ederim.

Hadi iyi okumalar :)