30 Nisan 2018 Pazartesi

Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı Film İncelemem



 Merhaba arkadaşlar. Uzun zamandır bu filmi bekliyordum. Nihayet dün izlemek mümkün oldu. Beklediğime değdi diyebilirim. 2 saat 29 dakikadan oluşan film şu anda imdb'dan 9.1 puan almış durumda. Herkes baya sevmiş :) Film thor ragnarokta olduğu gibi yine komedi üzerine kurulmuştu ve Hulk fazla ön planda değildi. Bunları saymazsak baştan sonra çok eğlenceli geçti film. Bildiğiniz gibi zaten çoğu marvel karakteri var filmde. Daha ne olsun :) Ama Hawkeye ve Antman yoktu! Ben film boyu savaş sadece Dünyada olacak sanmıştım ama öyle olmadı. Tüm evrende savaş vardı muhteşem :)) Bu arada After credits yani son sahne için baya bekleyen vardı ve iyiki bekledik :) bu filmden önce en azından Dr. Strange, Thor Ragnarok ve Kaptan Amerika iç savaş izlenmeli derim.


28 Nisan 2018 Cumartesi

Son Zamanlarda İzlediğim 9 Güzel Film



Merhaba arkadaşlar son zamanlarda çok film izliyorum. Çoğu orta seviyede oluyor ama burada paylaştığım filmler gerçekten güzel. Lafı uzatmaya gerek yok. Fragmanları ve imdb linklerini de verdim aralarda spoiler yorumlar var filmden sonra bakmanızı tavsiye ederim yoksa çok şey kaçırmış olursunuz iyi seyirler :))




1-The Shinning 

Türkçeye Cinnet olaral geçen bu kült filmin kendisi ve müzikleri aynı korku filmi gibi. O yüzden gece vaktı ve tek başınıza izlemenizi tavsiye ederim :))

Filmi izledikten sonra aşağıda verdiğim linke tıklayıp bakmanızı tavsiye ederim. Filmde hiç aklınıza gelmeyen göndermeler var. Çok fena bir inceleme yapılmış. Şahsen ben büyük bir aydınlanma yaşadım bu inceleme ile.



spoiler alarmı

20 Nisan 2018 Cuma

Deliler Boşandı - Aziz Nesin




Merhaba arkadaşlar, bir Aziz Nesin kitabı ile daha birlikteyiz. Yazıma yine her zamanki gibi Aziz Nesin etkinliğini düzenleyenlere teşekkür ederek başlayacağım :) işte ediyorum, iyiki bu etkinliği yaptınız teşekkürler :)

Artık kitaba geçelim :) Deliler boşandı kitabı hikayelerden oluşan bir kitap. Kitabın adını alan ilk hikaye deliler boşandı hikayesini ayrı bir sevdim. İnsan diyor keşke tüm deliler böyle olsa, başımızda deliler olsa :) akıllı diye başımıza geçen insanların yaptığı saçma işler anlatılıyor...

Aziz Nesin'in daha önce 2 romanını okuduğum için mi bilmem onlar daha güzel geldi bana. Sanırım roman oldukları için. Çünkü hikayeler kısa oluyor. Tam alıştım güzel gidiyor devamı nerede derken bakmışsın bitmiş. En sevdiğin dizinin sezon finali diye bitip yayından kalkması gibi bir şey bu :)

Sinekler olmasa hikayesini okurken ne güldüm ya. Bazı kısımlarında kendimi gördüm. Erteleme hastalığı. Hayat geçip gidiyor, okul bitse, askerlik bitse, iyi bir işim olsa, evlilik olsa, çocuklar olsa, çocuklar büyüse, emekli olsa derken aha bir gün ölüp gidiyoruz. Ve hepsini göreceğimiz de garanti değil. Yapmak istediğimiz şeyleri bir an önce yapmalıyız. Üşenme, erteleme, vazgeçme! Üşenirsen ertelersin, ertelersen vazgeçersin. Umarım vazgeçenlerden olmayız. Bunları hatırlattığı için teşekkür ediyorum Aziz Nesin'e :)

Yeni bir kelime öğrendim. Musafaha: el sıkılmak selamlaşmak demek. Öyle güzel bir hikaye ile anlatılmış ki unutmam ama belli kaptırıp Mustafaha falan derim :))

Aziz Nesin biraz abartılı sandığımız bir hikaye ile olsa da boşanan ailelerde ortada kalan çocukları anlatmış. Aslında hiç abartı değil. Az bile söylemiş. Yaşamayan veya yakınında görmeyenin bilmesi, anlaması zor. Mesela şöyle de diyebilirdi: anne babasının tartışması, mahkemesi, kavgası yüzünden henüz 3. Sınıfa gitmekte olan çocuk, 3 yılda 3 okul ve 3 ev değiştirdi...
Ve hikayenin sonunda olduğu gibi hayat devam ediyor. Ayrılanlar tekrar evleniyor, tekrar çoçuk sahibi oluyor...

Hani bir olay olur deriz hem suçlu hem güçlü. Kimse karışmaz. Bir kişi sesini yükseltir, bakarsın hepsi onun arkasında. Başka zaman gelir sesini yükselten farklı bir şey der yine aynı kişiler onun arkasında. Aziz Nesin'in kitabı eski olsa da kitapta olan şeyler günümüzde de hâlâ oluyor. Öyle bir konu ki olmaya da devam edecek. Ne diyebilirim ki yaşıyoruz çok şükür! Çok şükür!

Son olarak Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz kitabında geçen Çanakkaleli Kamil kaleci bu kitapta da vardı gözümden kaçmadı.
 

18 Nisan 2018 Çarşamba

100 tane Hint filmi izledim :)




Merhaba arkadaşlar. İlk defa bir Hint filmini 2011 yılında izlemiştim. Hiç unutmam :) O filmin adı 3 idiots. Hint filmleri ile böyle tanıştım. Tabi o zamanda başlamadım liste tutmaya. Sonradan liste tutmaya başladım ve şu anda tuttuğum listedeki film sayısı 100'e ulaştı :)


13 Nisan 2018 Cuma

Şimdiki Çocuklar Harika - Aziz Nesin


O-KU-YUN, O-KU-TUN

Arkadaşlar bu kitabı okuyun okutun. Böyle güzel kitap var mı ya? Varsa söyleyin yani :))
Bu kitap herkese hitap ediyor. Çocuklardan önce anne babalar ve öğretmenler okumalı bence. Aziz Nesin etkinliği devam ediyor, haydi siz de alın bir kitap.


Kitabın başında geçen anketleri okurken çok duygulandım. İster istemez kendimi o çocukların yerine koydum. Gerçekten tespitler mükemmel. Böyle basit bir anket ile büyük tespitler vay canına...
Devam edelim. Ahmet ve Zeynep'in mektuplarını okuyoruz. Başlarına gelen olayları anlatıyorlar. Ama yok öyle bir şey. Şu ünlü hababam sınıfı müfettiş sahnesinin bir benzeri var. Ama hatırlatırım bu kitap o filmden daha eski. Demekki film bu kitaptan almış o sahneyi. Zaten başarılı filmler hep kitaplardan esinlenme değil mi?


Aziz Nesin'in bu kitabını çok sevdim. İnsanları güldürürken ders vermeyi çok iyi başarmış. İşte gerçek mizah bu! Eğitim sistemini eleştirmiş, anne babalara ders vermiş, vatan sevgisi aşılamış bu kitapta. Yalan söylemenin ne kadar kötü olduğunu göstermiş. Aslında bu şekilde mizah yaparak insanları gülünç olmaktan kurtarmış.


12 Nisan 2018 Perşembe

Kafkaokur Dergisi Sayı 26 NİSAN


Merhaba arkadaşlar ilk defa Kafkaokur Dergisi alıyorum. Çünkü kapağında gördüğünüz gibi Harry Potter var :)) almak için yeterli sebep. Dergi 53 sayfadan oluşuyor. Oldukça kısa, bol resimli o yüzden 1 günde okumak gayet mümkün. 53 sayfanın malesef sadece ilk 17 sayfası Harry Potter'a ayrılmış. Artık herkesin bildiği şeyler de olsa yeniden görmek hoşuma gitti benim. J. K. Rowling'in hayatı ve Harry Potter filmleri üzerine yoğunlaşma olmuş daha çok. Filmlerin kötü olduğunu Harry Potter sevenlerin hayal kırıklığına uğradığını bahsetmiş. Evet o duygu hâlâ içimde. Ama artık çok düşünmüyorum. Çünkü kitabın hakkını vermek için filmin 8 saat olması gerekirdi. Ekleme olarak melez prens sahnesinin en önemli sahnesi yani kitabın sonunun filmde olmamasının ne kadar saçma olduğunu herkes hatırlar. Bu kısım dergide geçmedi. Ama melez prens filmine o kısmı koysalar çok güzel ama çok güzel olurdu. O fırsatı kaçırdılar. 
Bu arada dergide Harry Potter okumayanlar için aşırı spoiler yazılar var. Benden söylemesi...

Nadirkitap alışverişim






Merhaba arkadaşlar. Nadirkitaptan yaptığım alışveriş geldi. 7 tane Aziz Nesin kitabı aldım. Bu sefer ucuza kaçtım. Ama olsun kitaplar iyi durumda. Hepsi ikinci el, bazıları baya eski ama güzel. 7 kitabı 40 TL'ye aldım. Sıfır olsa en az iki katı olurdu. Aldığım kitaplar

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HARİKA
DAMDA DELİ VAR
BİZ ADAM OLMAYIZ
NAH KALKINIRIZ
GOL KIRALI
ZÜBÜK
DELİLER BOŞANDI

Öyleyse eğlence başlasın. Aziz Nesin etkinliği devam ediyor. Durmak yok, okumaya devam :)

10 Nisan 2018 Salı

Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz - Aziz Nesin



Merhaba arkadaşlar :) Aziz Nesin'in hayatının belki de yarısının bu eserle uğraşmakla geçtiği için önce nasıl yazıldığından bahsedeceğim. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz ilk başta 12 bölümlük radyo oyunu olarak yazıldı. Radyoda büyük başarı yakaladı. Bütün Türkiye radyolarını gezdi.Çok beğenildiği için tiyatro metni olarak istendi. O da yazıldı. 1300'den fazla oynadı. Yaşar Yaşamaz'ın başına gelenler o kadar ilgi çekti ki sonunda filmciler gelmeye başladı böylece senaryosu da yazıldı. Bir haftalık gazetede çizgi roman olarak yayınlandı. Daha sonra televizyon oyunu olarak da yayınlandı. Her şey bitti derken okurlar bu eserin romanını aramaya başladı. Böyle bir roman yoktu tabi. Aziz Nesin belki de bıkmıştı artık. Ama kararını verdi ve bu romanı yazdı.

Elimdeki roman eski basım tam da resimdeki kapağa sahip. Adam yayınlarından çıkma ama telif hakları nesin vakfına ait. Kitap 344 sayfa. Kitabın künyesini de verdiğime göre artık kitap hakkında yorum yapabilirim :))

Kitabın öyküsü hapishanede geçiyor aslında. Bizim Yaşar'a soruyorlar ne oldu sana diye. O da başlıyor anlatmaya :) Her gece biraz biraz anlatıyor. Başına gelenler öyle olaylar ki inanması gerçekten güç.  Bizim Yaşar kayıtlarda şehit olarak geçtiği için nüfus cüzdanı alamıyor bir türlü. Nüfus cüzdanı olmayınca da başına gelmedik kalmıyor. Hikayeler  anlatılırken Aziz Nesin hem Türkiye'nin bürokrasi olaylarını eleştiriyor hem de bir yandan okuyucuya ders veriyor. Mizah tam yerinde. Okurken hiç sıkılmıyorsunuz. Kitaba 10 üzerinden 10 veriyorum. Herkese tavsiye ederim.

Arka Kapak

"Aziz Nesin Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ı önce radyo oyunu olarak yazdı. Kazandığı büyük başarı üstüne sahne oyunu haline getirdi. Israrlar üzerine senaryosunu yazdı; çoğu tiyatrocudan olduğu gibi, bu kez de filmciden telif hakkını alamadı. Bir haftalık gazetede çizgi romanı yayımlandı. Ardından televizyon senaryosunu yazdı. Okurların isteği, çevrenin baskısı artınca sonunda Yaşar Yaşamaz, şu an elinizde tuttuğunuz roman oldu.

Kitabın giriş yazısını kaleme alan Meral Çelen bu büyük ilgiyi Yaşar Yaşamaz’ın ağzından şöyle açıklıyor:

“...Ünümün bu kadar yaygınlaşmasına, beni bu kadar sevmenize ilk zamanlar akıl erdiremiyordum ama, şimdi biliyorum artık... Nasıl hepimizde biraz Don Kişot’luk varsa, demek biraz da Yaşar Yaşamaz’lık varmış... Başıma gelenler yabancınız olsaydı, sever miydiniz beni, arar mıydınız?”

Alıntılar

Rahmetli babam, ''Aman oğlum, bir şeyi bedava dediler mi, aman alma sakın, ordan kaç... Bedeline almaktan çok daha pahalıya gelir! '' derdi.

Normal insanın nasıl insan olduğu üzerinde tartışıyorlardı. Bu dediğim hekimin sözleri aklımdadır hala: ''Normal insan, dengesiz insandır. Çünkü insan, ateş üstünde duran su dolu bir kazana benzer. Nasıl içindeki su kaynayınca kazanın kapağı atarsa, makinelerin buhar kazanlarına da artık buğu dışarı fışkırsın diye supap yapmışlardır. Buğunun artığı dışarı fışkırır delikten, kazandaki buğu da gerektiği kadar kalır. Yani dengede durur. Yoksa kazan patlar. İnsan da böyle işte. .. Kızınca, duygulanınca, üzülünce, acılanınca, insan içinden bişey boşaltacak ki, patlamasın da dengesi yerine gelsin. E nasıl içini fışkırtacak? Nasıl kazanın supabı varsa, insanın da bir tahtası eksik olacak ki, burdan dışarıya su koyversin... Bu yüzden işte, dengeli insan bir tahtası eksikinsan demektir. O normal denilen tahtası eksik olamayanlar, günün birinde birden patlayıp bombok olur, bir daha da onarılmazlar.''

Ben Ayten Hanım'ı arıyorum dedi.
Aaa, ne tesadüf! Ben de onu arıyorum dedım.
-Ne yapacaktınız Ayten Hanım'ı?» dıye sordu.
Ben de ona, Siz ne yapacaktınız?» diye sordum
«Ah bir elime geçirsem,“ Ayten Hanım, Metin Beyin yanındaymış. Metin Bey'e gidip Ayten Hanım'ı soracağım. Ayten Hanım'ı bulunca da ondan Zehra Hanım'ı soracağım.
«Haaa, sizin işiniz Zehra Hanım'la...
Yok canım. Safi Bey, Zehra Hanım’ın yanındaymış. Zehra Hanım’dan Safi Bey'i sorup, Safi Bey'den Kamil Bey’in nerde olduğunu öğreneceğim. Benim asıl işim Remzi Bey’le. Ben onu arıyorum. Remzi Bey de Kâmil Beyin yanına gitmiş...»
«Aaaa. sizin işiniz uzunmuş...
Uzun ya sizinki kolay mı?
Kolay sayılır. Ben İbrahim Bey'i arıyorum. İbrahim Bey, Ayten Hanım'ın yanına gitmiş. Ayten Hanım'ı buldum mu tamam. Bir numara alıp hemen gideceğim.»
Ben de geçen yıl buraya bir numara almak için gelmiştım. Hâlâ alacağım o numarayı... İnşallah alırsınız... Hadi vakit kaybetmeyelim...

Spoiler Yorum

Bizim başkahramanımız Yaşar Yaşamaz'ın ismi de tam yerinde. Bakıyorsun yaşıyor ama ayrıca yaşamıyor. Borç öderken yaşıyor miras alacaksa yaşamıyor :) Neler neler. Okurken çok güldüm. Aslında ağlanacak halimize gülüyoruz. Bürokrasi olayları eskiden baya kötüymüş sahiden. Şimdi ne durumda bilmiyorum. Bazı işlemler sahiden çok uzun sürüyor bunu hâlâ görebiliriz.
Bizim Yaşar Yaşamaz'ın başına gelmedik iş kalmamış.
12 yaşında okula gitmek istedi ama okula almadılar.
Askerlik yaşı gelince kaçaksın dediler askere aldılar ama terhis olurken yine sorun oldu.
Mirasını almak istedi 2 sene koşturdu en son da geciktin dediler o da yandı gitti kül oldu.
Tımarhaneye düştü. Uzun süre kaldı. Taburcu edemediler adamı. Doktor akıl verdi de oradan kaçtı gitti.
Daha neler neler...
En kötüsü Anşe'ye üzüldüm. Nasıl da vefakar kızmış. Çocukları oldu ona nüfus cüzdanı vermediler Yaşar artık gözünü yumup ağzına açınca hapise de girmiş oldu. Ama hapisten iyi çıktı. Kitap bitince üzüldüm. Devamı ne olacak merak ettim. Ama iyi şeyler olacağını umut etmek kalıyor geriye. Yaşar'da bu şans varken zor ama...

Bu konuda yazılmış güzel bir yazı var ona da bakmanızı öneririm.

5 Nisan 2018 Perşembe

Aziz Nesin Okuma Etkinliği



Merhaba arkadaşlar :) 1000kitapta herkes deli gibi Aziz Nesin okuyor. Güzel bir etkinlik başlatılmış. Sizin de katılmanızı isterim. Ben de bu etkinliğe Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz ile katıldım :)

Gün geçmiyor ki pek sevgili sitemizde yeni bir okuma etkinliği düzenlenmesin.
Baktık gördük etkinlik bağımlısı oldu bünyeler, bir etkinlik de bizden gelsin dedik!! Zaten sözünü vermiştik, sözümüzde duruyoruz ve sizlerden künyeye doğru ilerlemenizi rica ediyoruz. :))

Yapımcı : OSCARLI İŞSİZ Tuco Herrera !! 
Yönetmen: Bendeniz NigRa // Andronikos

Başrolde : Türk edebiyatı ve yazım dünyasının yetiştirdiği en önemli yazar ve şairlerden Aziz Nesin !!

Fragman :

https://www.youtube.com/watch?v=-gR6R4rwqF0


Vizyon tarihi : 02.04.2018

Vizyondan kalkış : 02.05.2018

Aziz Baba'nın 150 tane kitabı var, artık hangisini okuyacağınıza da biz karar vermeyelim(yazmaya üşendim diyemedi), seçin bir tane gelin hep birlikte okuyalım. Elden ele iletelim, buralar hep mizah dolsun !




Kaynak 


https://1000kitap.com/gonderi/28656165

Şeker Portakalı - José Mauro De Vasconcelos



Jose Mauro De Vasconcelos'un yazdığı Can yayınlarından çıkma 182 sayfalık bu kitabı çok seveceksiniz. Kitap 5 yaşındaki kahramanımız Zeze'nin dilinden yazılmış. Arka kapakta yazdığı gibi yazar kitabı 12 günde yazmış çünkü zaten kitap kendi hayatından izler taşıyor. Okumayı kendi başına öğrenmesi 11 çoçuktan oluşan yoksul bir ailenin parçası olması kitapta var. Kahramanımız Zeze çok akıllı, meraklı ve yaramaz çocuktur. Yaramazlıkları yüzünden sık sık dayak yer. Ama ailesi yoksul olsa da gönlü çok zengin duyarlı bir çocuktur. O yüzden de çok üzülür ya, onunla birlikte biz de üzülürüz.

2 Nisan 2018 Pazartesi

Kitap Fuarından Kitap Alışverişi



Merhaba arkadaşlar. Bu kitapları geçen hafta kitap fuarından aldım. Uzun zamandır kitap fuarına gitmiyordum. Gerçekten güzel oldu. Her yerde kitap satan insanların olması, yazarların olması, kitap sever o kadar insanın bir araya gelmesi gerçekten çok güzel bir duygu.




Bu hafta ise bu kitapları aldım. Soldaki kitabı okuyup hediye etmiştim. Ama sağdaki kitabı okumadım. Carpediem yayınlarını seviyorum :)

Ama benim için en önemlisi en sevdiğim Türk yazar Hasan Uzun'u bu fuarda görmek oldu.

Mart Ayında Okuduğum Kitaplar



Mart ayı biraz tuhaf geçti, hiç düzenli kitap okuyamadım.

1. Aşk 5 vakittir - Mehmet Yıldız
208 sayfa

2. Şeker Portakalı
182 sayfa

Toplam 2 kitap 390 sayfa

25 Mart 2018 Pazar

Aklımdan Geçenler 4 (2 unutulmaz anım)

Bugün 25 mart. Bundan tam 4 sene önce yaşamış olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. Ne günlerdi ya. Biraz geriden alıp anlatayım :)

21 Mart 2018 Çarşamba

2 mükemmel film tavsiyesi


Cinderella Man  (Külkedisi Adam)
imdb 8,0

Özür dilerim Joe
Tanrı aşkına özür dileyecek ne yaptın Jim ?

Çocukları için, ailesi için, para dilenmek zorunda kalan bir babanın hikayesi.
Film aslında yaşanmış bir hikayeden alınmış. Bir boksörün hayatını anlatıyor. Şu ana kadar bir çok boks filmi izledim. Konu bakımından en sağlam film bu diyebilirim. Daha fazla spoiler vermeden fragmanı veriyorum ve iyi seyirler dilerim :))











The Intouchables (Can dostum) 
imdb 8,6

Hem çok güldüren hem de zaman zaman duygulandıran film. Filmde engelli bir adam ile zenci sağlıklı bir adamın dostluğu anlatılıyor. Farkettiniz mi "engelli" ve "zenci" diyerek bile dışladım aslında. Halbuki hepimiz insan değil miyiz? Filmde de bunu bence çok güzel anlatmış. En başta bunlar nasıl dost olur diyorduk ama bu yaşanmış bir hikaye ve yaşanmış bir hikayenin filmi de ayrı güzel oluyor. Yarının ne olacağını bilemeyiz, aslında hepimiz bir "engelli adayı" olabiliriz. Ailemizi, doğduğumuz yeri seçemeyiz. Ön yargılar sonradan öğrenilir. 7 dalda ödül almış bu filmi kesin izleyin derim. Fragmanı veriyorum, iyi seyirler.







7 Hint Müziği-Filmi Tavsiyesi

Merhaba arkadaşlar. Bu sefer farklı bir yazı olsun istedim. Genelde insanlar izlediği filmin müziklerini verir. Ben tersten gidip önce müziği sonra filmi söyleyeceğim :D

Yalnız benden söylemesi filmi izlemeyen birine müzik o kadar da etkileyici gelmeyebilir. O yüzden filmleri de izleyin :) verdiğim videolarda hafif spoiler olabilir ama filmi bilmeyen anlayamaz o yüzden sorun yok :) Alt yazılı videoları ekledim. İyi seyirler, iyi dinlemeler :)

1. Tu Jo Mila (Seni Bulduğumda)


Bajrangi Bhaijaan filminde geçen bu müzik çok duygusal. Müzik sözlerinden biri seni bulduğumda her şeyi başardım. Filmi de aşırı tavsiye ederim :)

15 Mart 2018 Perşembe

İki Kitap Yorumu




Merhaba arkadaşlar Bin Muhteşem Güneşi okuyalı 15 günden fazla oldu aslında. Ama ne yaparsın işler güçler yarın yaparım diye diye bugüne kaldı. Neyse bu yazıyı sonunda yayınlayabildiğim için mutluyum. Çünkü bu yazıyı yayınlayana kadar Aşk 5 Vakittir kitabını bitirdim. Biz kitabına başladım bile :)


5 Mart 2018 Pazartesi

BÜYÜK BLOG TAKİP ETKİNLİĞİ!

Bu yazıyı ve resmin tümünü alarak en alt kısma kendi blog linkinizi ekleyerek yayınlayabilirsiniz.

Merhabalar,

Yeni bir blog keşif etkinliği başlatıyoruz. Etkinliğimize her daim davetlisiniz çünkü etkinliğimizin bir süresi yoktur. Bloguna önem veren blogger arkadaşlarımızı yakından tanımak ve takip etmek adına büyük blog takip etkinliğini başlattık.

Blog Ziyaretlerini Arttırmak, Site Trafiğini Olumlu Yönde Etkilemek İçin Yapmanız Gerekenler Çok Basit.


Kurallara tüm Bloggerlar uyarsa takip etkinliğimiz başarıya ulaşacaktır.



Kurallarımız ise Şu Şekilde:



-Aşağıda linkleri bulunan blogger arakadaşlarımızın blog linklerini tıklayıp izleyiciler bölümünden yani GFC butonundan takibe alalım. O bloglarda bulunan bu yazıyı bularak altına yorum yazalım. Bu şekilde bütün arkadaşlarımız sizlere geri dönüş sağlayacaktır. Geri dönüşler bir kaç gün içerisinde mutlaka gerçekleşecektir.




Yorum yapan diğer arkadaşların da bloglarına giderek "Büyük Blog Takip Etkinliğinden geldim." diyerek yorum yaparsanız diğer arkadaşlar da eminim geri dönüş sağlayacaklardır.



Ayrıca takip etkinliğimizi kendinize özgü yazarak, listedeki blog linklerini ekledikten sonra en alt kısma kendi blogunuzun linkini ekleyerek blogunuzda yayınlayabilirsiniz.


Böylece bir çok blogger arkadaşımızın bu takip etkinliğinden haberi olur ve sonradan paylaşacak olanların sayfalarında sizin de adınız görünür böylece bir tür blog takip zinciri oluşur.



-Bu yazıyı Google Plusta da paylaşırsak bir çok blogger arkadaşımız yazımızı görür ve daha geniş kitleye böylece ulaşabiliriz.





Link Listemiz :


1-http://kelebeketkisi39.blogspot.com.tr/


2-http://neselisusevim.blogspot.com.tr/


3-http://alevkaraca.blogspot.com.tr/


4-https://morrmenekse.blogspot.com.tr/


5-http://www.idilob.com/ Word press tabanlı site mail abonesi↤ olalım lütfen.


6-http://yelizinkesifleri.com/ Word press tabanlı site mail abonesi olalım lütfen.

7-http://www.sosyalanneyim.com/


8-https://yesimlehertelden.blogspot.com.tr/


9-https://www.maryslife.net/


10-http://www.lerzankaradan.com/


11-https://esratakim.blogspot.com.tr/


12-https://www.masalzehra.com/


13-http://www.seydaningunlugu.com/


14-http://www.beautybygizzy.com/


15-https://bahceperim.blogspot.com.tr/


16-https://gelbilgial.blogspot.com/

17-https://kitaplarbenimhayatim.blogspot.com.tr/



Lütfen wordpress bazlı olan sitelerimize e-mail ile abone olursanız seviniriz çünkü bu tür sitelerde izleyiciler butonu yok.


Büyük blog takip etkinliğimize her türlü blog davetlidir.

Bol Katılımlı Güzel Bir Etkinlik Olması Dileğiyle...

1 Mart 2018 Perşembe

Güzel Bir Film Tavsiyesi: Boyhood (Çocukluk)


Merhaba arkadaşlar. Tavsiye edeceğim bir film ile daha beraberiz. Aslında bu filmi içinde Harry Potter geçtiği için sevmiş olma ihtimalim de var :)) filmin en başında anne karakteri çoçuklara yatmadan önce Harry Potter ve Sırlar Odasını okuyor. Tabiki o sahneyi hemen hatırladım. Mızmız Myrtle'dan bahsediyorlar :D Sonra ilerleyen sahnelerde Harry Potter ve Melez Prens kitabının ilk defa satıldığı milletin sıraya girip kitap aldığı sahne var. Hiç o bekleyişlere girmedim. Seri bittikten sonra okudum ama yine de böyle bir sahne görmek kelimenin tam anlamıyla ''mükemmel'' . Film 2 saat 45 dakika olsa da gayet keyifli bir şekilde geçiyor. Başroldeki çocuğun 6 yaşından 18 yaşına kadar büyümesini izliyoruz. Onunla beraber gülüp onunla beraber üzülüyoruz, kızıyoruz. Filmin konusu çok iyi. Filmde bizde olmayan Avrupa kültürü saçmalıklar da var ama yine de güzel film. O sahneleri görünce bilirsiniz zaten. 18 yaşında film bitiyor keşke devam etse dedim. Gerçi film adı üstünde çocukluk filmi ama 18 yaşından sonra belki de ''asıl hayat'' başlıyor. 18 yaşına kadar geçen dönem aslında buna hazırlık. Artık yetişkin oluyoruz ama o zamanları özlüyorum yetişkin olmak o kadar da iyi bir şey değil. Tuhaf olan o zamanlarda da yetişkin olmak istememiz :)) Filmin imdb puanı 7,9 bence düşük almış. Ben filme 9 veriyorum. Buyrun tanıtım videosu vereyim.




Herkese iyi seyirler :)








28 Şubat 2018 Çarşamba

Mart Ayı Planlama(ma)ları ve 1000kitap



Merhaba arkadaşlar bugün mart ayında yapmadığım planı anlatacağım :D Ocak ayında ve Şubat ayında yaptığım planlara uymadım. Gördüğünüz gibi. Planın dışına çıkıp fazladan kitap okumak iyiydi ama şubatta gerçekten yoğundum ve araya giren kitaplar sayesinde plan yetişmedi. O yüzden mart ayında sadece sayfa planı yapacağım. Hedefim günlük 50 sayfa. Yani Mart ayında 1550 sayfa. Ay sonu okuduğum kitapları listeli bir şekilde tekrar paylaşacağım. Bin Muhteşem Güneş kitabını bitirdim onun incelemesi yarım kaldı o da birkaç güne hazır olur.

Bu arada beni 1000kitap'tan takip edebilirsiniz. Nedir bu 1000kitap? 1000kitap kitap severler için bir cennet :)  Türk yapımı bir kitap data sitesi. Bir nevi goodreads'in Türkçesi :) Kitap incelemeleri, kitap alıntıları ve daha neler neler var. Bakalım 1000Kitap kendi hakkında ne demiş :)




1000Kitap.com (Bundan sonra 1000Kitap olarak anılacaktır.) 3 Mayıs 2012 ~1~ tarihinde açılmış tamamen kitap üzerine kurulu bir sosyal ağdır.

1000Kitap'ın temel amacı insanların kitapla arasındaki mesafeyi en aza indirerek, insanları kitap okumaya yönlendirmektir.

Bir kitap projesi denilince akla ilk olarak insanların gerçek bir ortamda bir araya gelip bir şeyler okuması gelir. Fakat 1000Kitap her insana bir sanal kütüphane sunarak bu hedefi gerçekleştirmeye çalışmaktadır. 1000Kitap'a kaydolduktan olduktan sonra bir profile ve bir kitaplığa sahip olursunuz. Bu kitaplığınıza şu anda okuduğunuz kitapları, daha önce okuduğunuz kitapları, yarım bıraktığınız kitapları ve okumayı düşündüğünüz kitapları ekleyebilmektesiniz. Bu sayede kendi sanal kütüphaneniz ve arşiviniz olur. Ayrıca beğendiğiniz kitapları ve yazarları profilinize ekleyerek bunlara yorum yapabilmektesiniz. Kitaplara 10 üzerinden bir puan vererek, kitapları değerlendirebilirsiniz. Kitaplığınıza eklediğiniz kitaplara göre kitap önerileri alabilir ve okuma zevkinizin benzediği diğer okurları görüp takip edebilmektesiniz. Başka okurlarla mesajlaşabilirsiniz. Takip ettiğiniz okurların son okuma durumları, paylaştıkları iletiler ve alıntıları ana sayfanızda (haber akışınızda) görebilir, bu paylaşımlara yorum yapıp, beğenebilirsiniz.

Yıllık ve ömürlük okuma hedefleri belirleyebilirsiniz.

Kütüphanenizi, kişisel bilgilerinizi ve okuma hedeflerinizi yapacağınız gizlilik ayarlarıyla gizleyebilir, herkesin görmesini engelleyebilirsiniz.

Ayrıca okurların kitaplıklarına eklediği kitap sayısı baz alınarak en çok okuyan okurlar ve benzeri listeler oluşuyor. Ve her profilde okurun bu listelerde kaçıncı sırada olduğu gözükmektedir. Bu sayede 1000Kitap'a kayıtlı diğer okurlar arasındaki sıranızı öğrenebilir ve ne kadar çok kitap okuduğunuzu ya da okumadığınızı bilme şansına sahip olursunuz.

Bütün bunlarla beraber profillere eklenen kitapların istatistikleri aracılığyla en çok okunan yazarlar, en çok okunan kitaplar ve benzeri listerleri oluşturup insanlarla paylaşıyoruz.

Kitaplar ve yazarlarla ilgili haberleri bulup paylaşıyoruz. Yazarlarla yapılan röportajları paylaşıyoruz. 

Harika değil mi :) ben ilk defa üye olduğum zaman siteyi çok eksik bulmuştum kabul ediyorum ama şu anda mükemmel durumda. Başkalarının profiline girerek okuduğu kitapları, ortak okuduğunuz kitapları gibi şeyleri görebiliyorsunuz. Facebook profiline girmekten çok daha eğlenceli :)) Yıllık hedef koyabilirsiniz mesela ben bu sene 50 kitap okumayı planladım. Üstelik 1000kitap'ın android uygulaması da var çok sevdim :)

Bugünlük de bu kadar 1000kitap'ta görüşürüz :)


21 Şubat 2018 Çarşamba

Artemis - Andy Weir




Merhaba arkadaşlar. 2014 yılının en iyi bilimkurgu romanı seçilen Marslı kitabının yazarı Andy Weir'in yeni kitabı Artemis'i bitirdim. Reklam gibi giriş yaptım ama olsun :) Kitap şimdiden goodreads okurlarına göre 2017'nin en iyi bilimkurgu romanı seçildi bile. Bu sefer başrolde bayan karakter var. Ama yazarın dediği gibi özellikle seçilmedi. Olaylara daha uygun olduğu için seçildi bence :) Ayda geçen bilimkurgu cinayet romanı. Hayal etmesi bile zor. Marslıdan çok daha iyi olmuş bu kitap. Ve bunun da yakında filmi çıkar. Filmi boşverin konumuz kitap :) Artemis kitabını daha önce Marslı kitabını çeviren Emre Aygün çevirmiş yine. Çevirisi gayet iyi. Kitap yine ithaki yayınlarından çıkmış ve 341 sayfa. Yazar kitapta ayda yaşayan Jazz ismindeki bayanın hayatını anlatırken ara sıra da geçmişe dönüp Jazz ve onun dünyadaki arkadaşı Kelvin'in mektupları ile devam ediyor. Marslı kitabı ile yine benzerlikleri var. Mesela az da olsa küfür var yine. Bolca teknik bilgiler ve açıklamalar var. İnsan bilimkurgu romanı okuduğunu hissediyor yani :) aksiyon ve komedi de her zamanki gibi hiç eksik değil.

16 Şubat 2018 Cuma

Kitap Alışverişi: Kitapyurdu puanlarımla kitap aldım!







Merhaba arkadaşlar. Bir kitap alışverişi ile daha beraberiz :) bugün kitapyurdundan kargolarım geldi. John Steinbeck'in kitaplarını merak ediyordum dayanamadım aldım sonunda. Gazap üzümleri ve bitmeyen kavga kitaplarını ise resimde görüldüğü üzere puanlarımla aldım çok mutluyum :)



Bugün sinemaya black panter izlemeye gittim. Biraz erken gelmişim. Ben de D&R'a gireyim dedim. Bir de ne göreyim? Artemis çıkmış! Marslı kitabı hakkında yorumumu ve yazarı Andy Weir'in yeni kitabı hakkındaki yazımı burada yazmıştım. Ama aklımdan çıkmış galiba. Gerçi kitapyurdunda alarm kurulu yazarlara da eklemiştim ama kitapyurduna gelene kadar!! 



  



Kitapyurdunda yayın tarihi bugüne ait ve tedarik süresi 5 iş günü. Daha önce de tecrübe ettiğim üzere yeni çıkmış bir kitabı aceleniz varsa kitapyurdundan almayın. Ben D&R'dan aldım bile. O 5 güne kadar kitap bitmiş olur. Buradan da D&R mağazasına teşekkürlerimi iletiyorum. Çok hızlılar maşallah. Kitabın başını okudum. Süper görünüyor. Yine komedi ve aksiyon bir arada. En yakın zamanda kitap incelemesi gelecek :)

Bugünlük de bu kadar bir dahaki yazıda görüşmek üzere :))

Aklımdan Geçenler 3






Bugün 16 şubat...

14 Şubat 2018 Çarşamba

Az bilinen Güzel Bir Film Tavsiyesi : Yangın Depremleri


Merhaba arkadaşlar :) Geçen hafta mükemmel bir film izledim. Aslında öylesine açmıştım ama film çok iyi  çıktı. Yangın depremleri filminin türü blimkurgu ve macera. İmdb'den 3.2 almış yeni öğrendim. Çok ilginç. Ama kesinlikle güzel bir film. Neden böyle düşük puan aldı bilmiyorum. Filmde bilimkurgu ve macera dışında resimdeki anne ve kızının arasında geçen duygusal olaylar da aktarılmış. Konusu gayet güzel.

Buyrun fragmanı da vereyim artık gerisini siz düşünürsünüz. Yalnız fragmanı da sonradan izlemiş biri olarak şunu söylemeliyim. Her şeyi vermişler fragmanın yarıdan sonrasını izlemeyin bence :) İyi seyirler


Lise Çılgınlıkları - Ahmet Mahir




Merhaba arkadaşlar :) Carpediem yayınlarının çıkardığı 163 sayfalık bu kitabı bir günde bitirdim. Ahmet Mahir'in bu yazdığı kitap daha çok lise çağı ve küçüklere hitap etse de bence her yaşta okunur. Ayrıca kitabın isminden bir önyargınız olmasın. Bence kitapta geçen olaylar ''çılgınlık'' değil ''dahice planlar'' :)) Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz. Zaten carpediem farkı ile kalite kokuyor kitap. Bir günde okunup bitirilebilecek keyifli bir zaman geçireğiniz tabiri caizse çerez bir kitap.


Arka Kapak

"Öğrencilik dediğin bir ömür sürer aslında. Çünkü alınacak çok ders vardır hayat denen şu okulda..." Biraz çılgın, belki biraz deliyiz, hoş görün biz liseliyiz. Acı tatlı anılar, şen şakrak olaylar ve masum sevdaların yaşandığı yıllar... Başımızda kavak yelleri, her şey tozpembe, arkadaşlıklar sahici ve serde delikanlılık var. Her ders ayrı bir şamata, her teneffüs bir muziplik peşindeyiz. Fizik, matematik, edebiyat, müzik... Hocalar desen her biri bir çeşit... Lakin madem geldik buraya, mecbur çalışacağız kimyaya. Peki ama yaşamaya istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?

Alıntı

Bir gün başaracaksın. Ben inanıyorum. Sen de inan. Başaranlar, başaracağına inananların arasından çıkar.


Puanlama

Kitaba 5 üzerinden 3 veriyorum. Bence siz de bu kitabı alın ve bir günde bitirin. Hadi iyi okumalar :))

Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley


Merhaba arkadaşlar :) İthaki yayınlarının bastığı Cesur Yeni Dünya kitabını bitirdim. Aldous Huxley bu kitabı 1932 yılında dönemin Amerika'sından etkilenerek yazmış.  Kitap 266 sayfa. Ütopik türde yazılmış bu kitabı bir solukta okumak mümkün.

Arka Kapak

"Cesur Yeni Dünya" bizi "Ford'dan sonra 632 yılına" götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar" yazan Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, "annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya -uykuda eğitim- ile sağlanır. Hipnopedya sayesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."
"Cesur Yeni Dünya"nın önemi yalnızca ardılları için bir standart oluşturması ve karamsar bir gelecek tasarımının güçlü betimlemesiyle değil, aynı zamanda 'birey yok edilse de süren macerasının' sağlam bir üslupta anlatılmasıyla da ilgili. Huxley, yapıtını ütopa geleneğinin kuru anlatımının dışına çıkarıp 'iyi edebiyat' kategorisine yükseltiyor.

Alıntılar


Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerine kara kara düşünmeyin.Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.

Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.

Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkumsun.

Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınlarına dönüşebilirler, her şeyi delip geçerler. Okursun ve delinirsin.

İnsanlar senden şüphelenince sen de onlardan şüphelenmeye başlıyorsun.

Mutsuzluğu, burada yaşadığın sahte, yalancı mutluluğa yeğlerim

Çelik olmadan araba yaratamasınız; aynı şekilde sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız . Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde;emniyetteler ; hiç hastalanmıyorlar ; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok ; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar.

Benim Yorumum



Kitabın başında aklıma şu bilimkurgu filmleri geldi. Hani olay gelecekte geçer. İnsanların normal doğum olayı bitmiştir. Kelebek kozası gibi bir maddenin içinde insanlar vardır. Robot üretir gibi insanların seri üretimi vardır. İşte kitabın başı aynen böyleydi. Resmen film gibi. Ama filmlerde detay yoktur sıkıcı olmasın diye teorik bilgi fazla verilmez. Kitapta ise ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. İnsanlar artık laboratuvarlarda, hayatları boyunca yapacakları işe en uygun şekilde üretiliyor. Böylelikle mesleki memnuniyetsizlik sorununun önüne geçilmiş, çalışmak başlı başına bir mutluluk sebebi hâline getirilmiştir. Ama oluşturulan bu cesur yeni dünya dışında bölgeler de vardır. Buraya ayrık bölgeler denmektedir.

Bundan sonrası spoiler olacak.

Arka kapaktaki yazıyı daha yeni kavramış iken erotizme oyun gözüyle bakan yerleri okumaya başladım. Şok oldum. Bu kitap ütopya değil miydi? Görünüşe göre AIDS gibi hastalıklara da bir çözüm bulunmuş. Çok eşlilik veya çok ilişkili bir yaşamın iyi bir şey olarak görüldüğü bir dünya! İçim bulandı valla. Aile kavramı bitmiş. İnsanlar gruplara bölünmüş alfa epsilon gibi.

"Herkes herkese aittir."

Sözü gibi birçok mesaj günümüzde sadece teorik olarak bilinen bilinçaltı mesajları ile insanlar "şartlandırılmış." İnsanlar istedikleri her şeye sahip, çünkü ellerindekilerin dışındakilerden bihaberdirler. Kendi fikirleri yok; sürekli aynı şeyleri yapar, toplum için yaşarlar. Önemli olan kendileri değil, toplumun refahıdır.  Okudukça şaşırır, şaşırdıkça ürperir ve Vahşi’yle beraber tüm benliğimizle tiksiniriz bu düzenden.

Diğer insanlardan farklı olan Bernard, Helmholtz, Linda ve Vahşi var. Bernard fiziki görünümü ve garip davranışları yüzünden dışlanmış biri... . Diğer insanlardan daha zeki olduğu için toplumda yalnız hissediyor. Bu ikisi tencere kapak misali birbirini bulmuş :)) Linda ise bu cesur yeni dünyayı çok sevmesine rağmen şanssız biri. Ayrık bölgede mahsur kaldığı için büyük değişim geçirmiş resmen. Hiç istemediği halde anne olmuş. Oğlu Vahşi John ise apayrı bir alem :)) annesinden aldığı bilgileri ve ayrık bölgenin kültürünü kendine göre bir sentez yapmış. Onun gibisi yok. Linda'nın ölümüne hiç şaşırmadım. O zaten kendi yolunu seçmişti. Resmen uyuşturucu ile öldü.

Helmholtz zeki biri. Diğer herkesten farklı. Ama yine de herkes gibi davranmış artık bir bakıma sıkılmış :) Kendi düşüncelerini ifade ettiği anda da uyarı almıştı. Toplum için zararlı düşünceleri vardı. En azından Mustafa Mond 'a göre :))

Bernard'tan çok şey bekliyordum. O herkesten farklı diyordum ama o da fos çıktı. Dışlandığı için öyleymiş aslında. Herkesi de kıskanıyormuş. İstediği üne kavuşunca çok değişti ama fazla uzun sürmedi bu. Eski haline geri dönmeye başladığı için de Helmholtz ile birlikte sürgün edildi. Aslında biz buna sürgün diyoruz ama özgür oldular :))

Çelik olmadan araba yaratmasınız; aynı şekilde sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız . Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde;emniyetteler ; hiç hastalanmıyorlar ; ölümden korkmuyorlar ;ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok ; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar.

Bu alıntı sayfa 229'dan. Ve bence bu sayfadan itibaren kitap ana fikrini vermeye başlıyor: Gerçek yok sahte mutluluk var. Mutluluk için sanat,bilim, her şey feda edilmiş. Hayatın tek amacı "mutlu olmak" olmuş. Halbuki yalanla mutlu olmaktansa gerçeği tercih ederim ben. Ne yazık ki insanların böyle seçenekleri yok. Tabiri caizse mutlu olmama hakları yok. Zaten çoğu kişi hayatından memnun. En büyük zevkler ile sürekli tatmin ediliyorlar. Gelecekte yapılmaya çalışılan bir ütopya bu belki de. İnsanlar modern kölelere dönüşmüş. Zaten beklenilen hareketleri yapıyorlar. Kendi özgür iradesi ile yaptığını sansalar da..

Ben çok şu tarihteki tek alfa toplumuna şaşırdım. Sahi neden yok diyordum. Sebebini anlamış olduk. Ama yine de ilginç. Fark etmişssinizdir. Kitaptaki karakterlerin ismi de ilginç. Aslında hepsi özellikle seçilmiş. Bunu araştırdım ve şunları buldum :

Kitaptaki karakterlerin isim kökenleri

Bernard Marx, George Bernard Shaw ve Karl Marx

Lenina Crowne, Vladimir Lenin

Fanny Crowne, Fanny Kaplan, Lenin'i öldürmek için başarısız bir suikast girişimi düzenleyen kişi.

Polly Trotsky, Lev Troçki

Benito Hoover, Benito Mussolini, Herbert Hoover

Helmholtz Watson, Hermann von Helmholtz, John B. Watson

Darwin Bonaparte, Napoleon Bonaparte, Charles Darwin

Herbert Bakunin, Herbert Spencer, Mikhail Bakunin

Mustapha Mond, Mustafa Kemal Atatürk, Sir Alfred Mond

Primo Mellon, Miguel Primo de Rivera, Andrew Mellon

Sarojini Engels, Friedrich Engels, Sarojini Naidu

Fifi Bradlaugh, Charles Bradlaugh

Joanna Diesel, Rudolf Diesel

Jean-Jacques Habibullah, Jean-Jacques Rousseau, Habibullah Khan

Puanlama

Kitaba 5 üzerinden 5 veriyorum. Bu türdeki kitaplara bayılıyorum. Herkese tavsiye ederim. Aslında ibretlik bir kitap. Bence herkes okumalı.

7 Şubat 2018 Çarşamba

Seri Kitapları Seri Okuyoruz Okuma Etkinliği





Düşündüm taşındım ben de buradaki etkinliğe katılmaya karar verdim. Böyle bir etkinlik yaptığı için Şule Uzundere'ye buradan da teşekkürlerimi iletiyorum. 

Bu sene ne yapıp edip yüzüklerin efendisi serisini okumayı düşünüyordum zaten. Okuma sırasına göre yazdım hatta. Kronolojik sıralama sıkıcı olabilir diye uyarı aldım o yüzden en iyisi böyle bence. Biraz da gerçekçi olup böyle bir liste oluşturuyorum. Daha aklımda bir sürü kitap var ama seri dışında da okunacak çok güzel kitaplar var o yüzden şimdilik bu kadar yeterli bence. Neyse yine lafı uzattım, işte benim listem. 


Yüzüklerin efendisi serisi (7 kitap)
Hobbit
Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi
Silmarillion
Hurin'in Çocukları
Bitmemiş öyküler


Kabirde ilk gece serisi (4 kitap)


Otostopçunun galaksi rehberi(5 kitap)


Halit Ertuğrul serisi
Ateşte yeşerdim
Ateşte açan çiçekler

Jose Mauro De Vasconcelos serisi
Şeker portakalı
Güneşi uyandıralım
Deli fişek



Bu yazıyı okuyan sizlerin de etkinliğe katılmanızı isterim. Ne kadar kalabalık o kadar eğlenceli :)) Etkinlik 1 Ocak-20 Aralık arasında geçerli. En fazla kitap okuyan arkadaş 5 tane kitap kazanacak. Hediye bahane seri kitap okumak şahane :))


Öyleyse hadi şimdiden herkese iyi okumalar :))

6 Şubat 2018 Salı

2018 Şubat Ayı Kitap Planlarım



Merhaba arkadaşlar. Bir önceki ay, her ay okuyacağım kitapları planlayacağımı  şu yazıda söylemiştim. Mutlu bir şekilde söyleyebilirim ki planlarıma uydum hatta daha iyisini bile yaptım. Sadece blogda kitap incelemelerini yazmak biraz vaktimi aldı. Daha doğrusu birazcık üşendim. :)) çok geciktim biliyorum. Umarım bir daha gecikme olmaz. Cesur Yeni Dünya kitabına çoktan başladım sayfa 200'ü geçtim bile :) ilk 3 kitabın yazarları geçen ay ile aynı. Uçurtma avcısından sonra Khaled Hosseini okumaya devam dedim :)  Neyse işte bu ayın planları :)


1. Sonsuzluk Yolculuğu & Öteki Dünya - Muhammed Bozdağ
302 Sayfa
okumadım :(
2. Aşk 5 Vakittir - Mehmet Yıldız
208 sayfa
okumadım :(
3. Bin Muhteşem Güneş - Khaled Hosseini
492 sayfa
Kitap incelemesi için tık
4. Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley
266 sayfa
Kitap incelemesi için tık



 Bu yazının da sonuna geldik. Siz de böyle planlar yapıyor musunuz? Okumayı planladığınız kitaplar var mı? Düşüncelerinizi yorumlara yazarsanız sevinirim.

Hadi iyi okumalar :))

Bonus Edit

Artemis - Andy Weir
341 sayfa
Kitap incelemesi için tık

Lise Çılgınlıkları - Ahmet Mahir
163 sayfa
Kitap incelemesi için tık

Şubat ayı toplam  1262 sayfa 4 kitap.

Menekşe Kokulu Hikayeler




Menekşe Kokulu Hikayeler

Yakamoz yayınları

391 sayfa

Arka Kapak

Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikayeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.


Alıntılar

İyilik yapma kabiliyetinde olup da yapmayan insan suç işlemiş sayılır.
Pestalozzi

"Neden yavrum Hacer'im yanına oturmak istiyorsun? "
Hande cevap verdi:
"Geçen baharda menekşeler ekiyorduk hani anne, o gün sen bana menekşeler güneşi sevmez demiştin. Oysa her bitki işleri sever. Menekşeler farklı... Belki de bu yüzden bu kadar güzeller... Hacer'in yanına kimse oturmak istemiyor. Ben farklı olmak istiyorum. Belki Hacer de güzeldir, onu fark etmek istiyorum. " dedi.

Çok az şeye sahip olan değil, asıl çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir.
Seneca

Yeryüzünde bütün ızdıraplar, aza kanaat etmemekten doğar.
Firdevsi

Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.
Schiller

Önyargılı olmak, daima zayıf olmak demektir.
S. Johnson

İnsan düşünmek, inanmak ve sevmek için dünyaya gelmiştir.
J. Rousseau

Parçaları kaybolmuş puzzle gibi artık insanlar. Kiminin kalbi, kiminin ruhu, kiminin beyni yok.
Chuck Palahniuk

İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır.
Yusuf Has Hacip

Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı değilse bana niye söyleyesin ki ?
Sokrates

İnsanın olgunlaşması için mutlaka acılarla yoğrulması gerekir. Çünkü o hem taş hem de heykeltıraştır.
Napolyon Bonapart

Bir insanın bu dünyada mutlu olabilmesi için sadece üç şeye ihtiyacı vardır: Sevecek birisi, yapacak bir şeyi ve umut ettiği bir şey.
Allan Chalmers

Git de söyle babana biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada!

Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.
Peter Deunov

Dua iki şekilde tecelli eder, ya bizi korkutan şeyi ortadan kaldırır yahut da onu yenmemiz için bize güç ve cesaret verir.
H. E. Posdic


Benim Yorumum

69 hikaye var kitapta ve her hikaye başında özlü söz var. Özlü sözden sonra da 2 sayfa boşluk var. Yani aslında 391 sayfa olsa 69.3=207 sayfa boş. 391-207= 184 sayfa aslında :)) Neyse bu kadar matematik yeter :) Bazı hikayeler çok hüzünlü.  Geçen okuduğum  Manolya Kokulu Hikayeler ile bazı hikayeler aynı ve yer yer yazım hataları var ama yine okumaya değer Oradan puan kırdım sadece. Kitaba 5 üzerinden 4 veriyorum. Kokulu kitaplar serisine devam edeceğim. İçinizi ısıtan hikayeleri size de tavsiye ederim.

Şimdiden iyi okumalar :))

Yüreğimde Rabbim Olmazsa Yapayalnızım - Muhammed Bozdağ



Yüreğimde Rabbim Olmazsa Yapayalnızım
Muhammed Bozdağ
Yediveren Yayınları
274 sayfa

Arka Kapak

Son bulsun kin, kibir, gözyaşı ve yüreğimizde Rabbimize sevgimiz dirilsin. Çok şey gitti hayatımdan ve her defasında Seni buldum geride yüce Rabbim. Baba gitti, hala gitti, teyze gitti, çocukluk arkadaşlarım gitti. Bu aklar düşmüş başımı kuşatan pörsümüş tenim bile gidici. Hiç gitmeyen Sen varsın Yüce Mevlam. Toprağa düşünceye kadar geçen ömrümde hayatımın biricik nuru hep Sen oldun. Bir ömürdür lütuflarına gösterdiğim vefasızlığın pişmanlığı içindeyim şimdi. Kalbime sevgini indir Yüce Rabbim. Önümdeki yokluk karanlıklarında kaybolmaktan ancak Senin sevginin sevincine tutunarak korunabilirim.

Yıllardır hasretinde kaldığı dostlarından birinden olsun bir selâm, bir mektup gelecek diye gözü pencerelerde kalmış bir yaşlı gibiyim. Anladım ki, ben bu yeryüzü çölünde asırlarca çırpınsam, lütfun olmazsa bir arpa boyu yol gidemem. Ama Sen şefkatinle bana ışık tutsan o anda kendimi yüce arşının yakınında bulurum. Beni bulunduğum yerden çekip çıkarmana muhtacım. Beni kurtar Allah'ım! Hepimizi kurtar Allah'ım! Allah'a dayanmak, Allah'ın adaletine güvenmek ve zaman planına razı olmaktır. Hiç kimse Allah'tan hakkıyla korkan bir kul kadar kahraman olamaz. Allah'ın dininin iki ana hedefi vardır. İman ve iyilik! Bu iki değerin yayılmasına hizmet eden, Allah'ın yolunun yardımcısıdır.

Hayat bir kum saati ise, insan onun içine neler doldurduğuna ve zaman deliğinden neler akıttığına bir baksın. Kaç tane dünya, kaç tane ahiret işi? Kaç tane zikir, şükür, iyilik? Kaç tane alay, gıybet, dedikodu? Ne yapacağını bilmiyorsan Allah sana öğretir. Yeter ki sakin ol ve öğrenmek için Rabbine yalvarıp yakar. Başımıza gelen en feci felaket, bir sürü bâtıl inancı, öfkeyi, kini soktuğumuz dinimizi bozarak Allah'ın doğru yolundan uzaklaştırmış olmamızdır.

Kitaptan Alıntılar

Zalimliğe karşı durabilmek birliğini ve cesaretini ancak batıllardan arınmış bir güçlü iman edinerek kazanabiliriz.

Herkese hoşluk için uğraşan kişilik boşluğuna düşer. Herkesi razı edeyim diye uğraşıyorsan kimseyi razı edemezsin.

"Ne olacak, eğleniyoruz işte! Annemizi sevindirmenin neresi kötü?" diye soruyor birisi. Medeniyetimizi kaybediyoruz kardeşim. Annemizi başka günlerde de sevindirebiliriz. Fakat bu taklitle medeniyetimiz zayıfladıkça dinimiz de, ALLAH sevgimiz de kayıp gidiyor elimizden. Torunlarımız da taklit ettiğimiz kavimler gibi olup çıkıyor sonunda. ALLAH'a bağlanmak böyle mi olur ?

' Kur 'an Peygamberimiz'e (Aleyhisselam) inmeye, "Yaradan Rabbinin adıyla oku!" (Alak-1) ayetiyle başlamıştır. Bu ayette iki incelik gözden kaçıyor. Birincisi, "Derleyip toplamak anlamına gelen oku/İkra salt kitap okumak anlamında değildir; bütün öğrenme şekillerini kapsar ve doğru çeviri, "YARADAN RABBINİN ADIYLA İLİM EDİN." olmalıdır. İkincisi, ilmin ALLAH'ın adıyla edinilmesi, ilmin ALLAH'a yöneltici formatta olmasını emrediyor olmasıdır. Yani her türlü çöplükten, şehvetten, haramdan, fuhuştan öğrenmek veya aşk-meşk, kurgu, entrika okumak değildir emredilen ilim.

İNSANA RABBİNİ TANITIP SEVDİREN, KÂİNATIN İNCELİKLERİNİ BASİRETLE ÖĞRETECEK İÇERİKLERDİR GERÇEK İLİM...'

" Kıyamet asrında cenneti kazanmak çok kolay,

Fakat HAKKI bulabilene..! "

Evlenememenin toplum genelinin günahlarından kaynaklanan sebepleri vardır. Lüks saplantısı, şehvet, çıplaklık, haram ilişkiler, cinsel çarpıklıklar gibi isyanlar yüzünden ALLAH evlilik hayatına darbeler indirmiş, aile huzurunu toplumlardan adım adım geri almıştır. Birçok insan da bu kitlesel felaketten payına düşeni alıyor..

'..Hak, din, doğru yol sanıp batıl bataklık çamurunu yüzümüze gözümüze sürüyoruz. ALLAH'ın yolu zannıyla sapmış bir yolda ağlıyoruz..! '

Gerçekte her doğum yeryüzünün savaş meydanında bir göz açıştır.

' Sizden öncekilere benzer sıkıntılar yaşamadan cennete gireceğinizi mi sandınız? '

'Böyle pamuktan gevşek bir imanla biz nereye varacağız ?'

'O müminler kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçların ihtiyacına harcarlar' (Enfal - 3)

'Hayır, siz yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.' (Fecr - 17)

"Önce hakkı öğren, sonra haklının kim olduğunu öğreneceksin..! "

ALLAH'ın yaratmasını ifade için net bir ayrıştırmayla kullanacağımız hangi kirlenmemiş kelime kaldı geriye??

Genç bayan 35 yaşına gelmiş ve halen bekâr! Evlenmemiş olmanın gerilimi içerisinde bir çare ve açıklama arıyor. Günün birinde bir fikir veriyorlar kendisine:" Kız, senin kısmetin kapanmış, git bir hocaya açtırıver." Bayan bize soruyor, " Hoca kısmet açılabilir mi, nasıl açtırabilirim?" Ne ağlanacak hallere düştük böyle?


Diri diri kazana atılma pahasına ALLAH'tan vazgeçmeyenler nerde,
İflas etme korkusuyla faize bulaşanlar, işten atılma korkusuyla haramları işleyenler, yalnız kalma korkusuyla günahkâr kalabalıklara takılanlar nerede?

Alman kızlar, Türk kızlarının kendilerine çok benzemelerinden rahatsızlarmış da boyunlarında hac taşımaya başlamışlar!

Batı medeniyetinin temelini İslam medeniyetinin öncüleri atmamış mıydı?

Sırf İbni Sina'nın kitabını altı asır üniversite kitabı yapmamışlar mıydı? Bin yıl öncesinin Paris'i bir çöplükten, İslam medeniyetinin Kurtuba'sı 60 sarayı, 600 camisi, 700 hamamı, 17 üniversitesi ve 70 kütüphanesiyle bir mücevher değil miydi? İlk uçuştan, ilk atom bombasından, ilk miktoptan söz edenler, pusulayı, dünyanın güneş etrafında döndüğünü bulanlar İslam medeniyetinin âlimleri değil miydi ? Şimdi , ne oldu bize ?

İnsan ALLAH'ın lutfettiği varlıkların içindeyken şehvetine tapıyor da, ALLAH'a dönmek ancak derin darlığa düşünce aklına geliyor...

Kendi hesabıma bakıyorum: Çoğu zaman ölümü unutuyorum ve uçurumlu yollarda direksiyonu terk etmiş şoför gibi davrandığımı fark ederek ürktüğüm oluyor. Allah'tan hayırlı bir ölüm diliyorum, ama nice çocukların öldüğü bu yeryüzünde kimin yarınının garantisi var?

Savurgan ve cimri kişi ALLAH' a güvenini kaybeder.

Kainatın gizemli inceliklerini doğru biçimde açıklayan bir kitap keşfedilse bütün insanlık meraktan teyakkuz kesilir. Kuran-ı Kerim kainatı yaratan yüce Allah'ın kitabıdır. Bu bir şaka değil. Bu çok büyük, çok heyecan vermesi gereken bir meseledir. "Kur'an ile inen ayetler sebebiyle müminlerin yüreklerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi?" (Hadid, 16)ayeti buna işaret ediyor. Uyuyor mu yüreklerimiz?

Yürekler sinemasında çoğunluğun izlediği filmleri özetliyorum böylece.. Dakika ve saniye seansları birbirini izliyor. ALLAH'ın her sabah bağışladığı 24 saatin çoğunu şeytan satın almış sanki...

Elinde olmayan bir dert denizine düştüysen sen de kendini hayatın akışına bırak ve şimdiye odaklan. Allah'a ümidini diri tutarsan, hesaplayamadığın bir esinti alıp sahillere ulaştırabilir bedenini... Bırak Allah'ın çile fırtınaları esip geçsin üzerinden. Bırak bedenin bir tüy gibi salınsın dert dalgalarının üzerinde...

Neyi çok sevdiysem ayrıldı benden. Bu dünyaya ait hiçbir şey yalnızlığımı gideremedi., kalbimi huzura taşıyamadı. Her şeyin gün geçtikçe hiçbir şeye yaramadığı YERYÜZÜ, SÜREKLİ YALAN SÖYLÜYOR...

Mehdi gelse de, gelmese de, son nefesimize kadar ALLAH'ın bize yüklediği görevler açık değil mi.!?

Hayat bir kum saati ise, insan onun içine neler doldurduğuna ve zaman deliğinden neler akıttığına bir baksın.

Kurnazlık yapıp insanları kandırmaya çalıştığımız gibi Allah'ı da kandırabileceğimizi mi sanıyoruz? Allah bizi niyetimizden yakalıyor. Niyetimize göre kazandırıyor veya kaybettiriyor. Farkına varabilecek kadar bilinçli miyiz?

Yeryüzünde kime daha yakın durduğunu anlamak isteyen insan, yüreğinin gün boyu en çok kiminle konuştuğunu ve kimin kurallarına uyduğunu düşünsün..!

Oysaki doğru ile yanlış, aydınlıkla karanlık kadar birbirinin kıyısında duruyor. Bıçak sırtı gibi, birinin bittiği yerden öbürü başlıyor. Yüzeysel bilgilerle bataklıkta boğuluyor insan.

Nedir bizdeki bu taklit ve özenti? Bu ne acımasızca kendi milletini yeryüzünden silme sorumsuzluğu...

Kur'an ile ilim, hikmet, akıl ve basiretli ilgilenmeyen müminlerin, öğrenme seferberliği yerine televizyon ve internetle ömür tüketmelerinin hayırlı bir akıbeti olabilir mi?

"Ne zaman kimseden bir şey istemez ve kimseden korkmazsanız o zaman sizi kimse esir edemez..! "

Zenginin şampuanında bile fakirin tabağındakinden fazla meyve var.

Nasıl oluyor da insan, Allah'ın basit bir mikrobundan, akrebinden, yılanından korkuyor ama Allah'ın kendisine isyan etmekten korkmuyor. Allah'a isyandan korkmak kalbi başka bütün korkulardan kurtarır ve farzdır, Allah'ın emridir.

"Derleyip toplamak anlamına gelen oku/ikra salt kitap okumak anlamında değildir, bütün öğrenme şekillerini kapsar ve doğru çeviri, "Yaradan Rabbinin adıyla ilim edin. " olmalıdır. İlmin Allah'ın adıyla edinilmesi, ilmin Allah'a yöneltici formatta olmasını emrediyor olmasıdır. Yani her türlü çöplükten, şehvetten, haramdan, fuhuştan öğrenmek veya aşk meşk, kurgu, entrika okumak değildir emredilen ilim. İnsana Rabbini tanıtıp sevdiren, kainatın inceliklerini basiretle öğretecek içeriklerdir gerçek ilim.

Gidip lüks lokantalarda yemek yiyip de sadaka veremeyenlere de gelince... Allah onları ayakların altına düşürür vakti gelince. Cimrilik ve lüks harcamak mümine helal değildir. Parası bol olan muhtacın hakkını vermelidir.

Yeryüzüne Rabbimizi keşfetmek, sevmek ve emrettiği yüksek ahlak üzerinden sonsuzluğu kazanmak üzere geldik.

İsimleri one çıkan inkarcılar nasıl çalışıyor biliyor musun? Bir sürü inanan televizyon seyrederken, inkarcı gece yarılarına kadar okuyor, ilim ediniyor. İnanan yatağının sıcaklığını daha terk edememişken, inkarcı sabahın ışıklarından önce işbaşı yapmış oluyor.

...çünkü sen onun onda biri kadar çalışmıyorsun. Sen Rabbinin, "ilim edin! " farz emrine rağmen, onun onda biri kadar öğrenmedin. O Allah'ı inkar ediyor ama emrettiği örneğin iş ahlakına ölümüne tutunuyor. İlişkilerinde dürüst ve işlerinde çalışkan davranıyor. Sen ise öz dinine ihanet ediyorsun bu tembelliğinle ...


(Suriyeli diyor) "Bizim de sizinki gibi imkanlarımız vardı. Evimiz vardı, arabamız, topraklarımız vardı. Durumumuz sizinki kadar iyiydi. Şimdi ise sokaklara düştük, tüm varlığımızı aldılar elimizden, bize bir tek Allah'ımız kaldı. "

Sokağa attığımız her ekmek aç kalan bir çocuğun rızkıdır.

Allah herkesi doyuracak kadar ve fazlasıyla rızık yaratmıştır. Buna rağmen kimi insanlar aç. Çünkü sırf biz Türkiye olarak, bir Afrika ülkesini doyuracak kadar ekmeği her yıl çöpe atıyoruz.

Herkes işlediğinin yanı sıra sebep olduğundan da sorumludur.

Kendi siyasetçisini bu kadar gıyabında aşağılayıp yüzüne karşı öven kaç millet vardır yeryüzünde acaba?

Allah'ı anmak için hiç kimse hiç kimseye mahkum ve mecbur değildir. Allah'a yaklaşmak için insan alimden, hocadan, veliden dua isteyebilir, teşvik isteyebilir, dilerse grubuna da ait olabilir. Ancak insanı bunlara mecburmuş gibi gösterip kulun Rabbine doğrudan yalvarması yolunu kapatmak, kullarının kendisine doğrudan yönelmesini emreden Allah ila mücadele etmektir.


Benim Yorumum




Kitabın ilk sayfasından kitaba ısındım. Muhammed Bozdağ'ın bu kitabı çok bilgilendirici bir kitap. Hemen hemen her sayfasında insanın not alası geliyor. O yüzden alıntıları biraz uzun tutmuş olabilirim :) Muhammed Bozdağ'ın hayata dair tespitleri, halk sorunu olan meseleleri dile getirmesi çok iyi. Bu kitabı bence mutlaka okuyun. Kitaba 5 üzerinden 5 veriyorum.

5 Şubat 2018 Pazartesi

Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini

Uçurtma Avcısı
Khaled Hosseini
Everest Yayınları
375 sayfa


Arka Kapak

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.

Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.

Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...

Kitaptan Alıntılar


“...yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?”

"Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın."

"Özü sözü doğru olanların ortak yönü de budur: Karşısındaki kişinin de içten konuştuğunu sanırlar."

Dürüst olunduğu sürece korkaklık Dünyanın sonu değildir. Ama ne zaman ki bir ödlek kim olduğunu unutur... Işte o zaman Allah yardımcısı olsun.

Her günahkâr, günahı ölçüsünde cezalandırılacaktır!

Sonradan bulduğun bir şeyi yitirmek, her zaman daha zordur.

Kaybetmeyi, acı çekmeyi yaşamın gerçeği sayar, hatta gerekli görürüz. Sonra da, zendagi migzara, deriz: Hayat devam ediyor.

Bir kez olsun nerede olduğunu ve neden gittiğini sormadı; o da hiç anlatmadı. Galiba bazı öykülerin anlatılması gerekmiyor.

Anlamıyorum," dedim. Canım bir şeye vurmak istiyordu. " Demek istediğim, anlıyorum da aklım almıyor.

Ortalık dağıldığında onu toplayabilirsin demişti babam bir keresinde. Ama bir ruh dağıldığında onu toplayamıyorsun.

Bazı insanlar, bir başkası uğruna fedakarlık yapmak için fazlasıyla bencil doğar. Gözyaşlarının inci olduğunu görünce, ağlamak için sevdiğini öldürür.

Şu kendini her şeyden üstün gören maymunların sakalına tüküreyim. Tespih çekip anlamadıkları bir kitabı ezbere tekrarlamaktan başka ne bilirler.

Uzun zaman önce okuduğum bir şeyi anımsadım: Çocukların dehşetle baş etme yöntemi budur: uyuyakalmak.

Sana ne olacağını soruyorsun öyle mi? Bunca yıldır bütün çabamın, sana öğretmeye çalıştığım şeyin tek amacı, seni bu soruyu asla sormayacak biri yapmaktı!'

Hümeyra'yla ikimiz, bütün dünyaya karşı. Sana şu kadarını söyleyeyim, Emir can: Sonuçta, mutlaka dünya kazanır..

Ama biz emeklemeyi birlikte öğrenen iki çocuktuk ve hiçbir etnik köken, toplumsal sınıf ya da din bunu değiştiremezdi.

Ona imreniyordum. Onun sırrı açığa çıkmıştı. Dile dökülmüştü. Üstesinden gelinmiş, icabına bakılmıştı. Ağzımı açtım, az kaldı ona her şeyi anlatıyordum. Ama anlatamadım. Süreyya Taheri'nin yüzlerce bakımdan, benden kat kat üstün biri olduğunun farkındaydım. Cesaret, bunlardan yalnızca biriydi.

"...Bir dakika kadar öylece durdum; bugüne kadar yaşadığım en uzun dakikadır. Saniyeler tek tek, damla damla akıyor, birbirini izleyen saniylerin arasında bir sonsuzluk uzanıyordu..."

Bunu söylemek ağır geliyor tabi, diye ekledi, omuzlarını silkerek ; Ama yalanla kendini kandırmaktansa gerçekle yüzleşmek iyidir.

Öyleyse bir şeyler yapın kardeşim! Madem Arapsınız, o hâlde Filistinlilere yardım edin!

Zaman çok açgözlü bir şey - bazen, bütün ayrıntıları çalıp kendisine saklıyor.

Yeniden iyi biri olmak mümkün.


Benim Yorumum


Uçurtma avcısı bir Afgan tarafından yazılmış ilk ingilizce roman. Bu roman Afganistan doğumlu Amerikalı yazar Khaled Hosseini tarafından yazılmış. Dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri olarak kabul edilen Afganistan'ın başkenti Kabil'de yaşayan bir Peştun olan Emir adında bir çocuğun hikayesi anlatılıyor. Emir doğarken annesini kaybediyor ve daha sonra Amerika'ya gidiyor. Oranın yeni kültürüne uyum problemleri yaşıyor. Çocukluk arkadaşı Hasan ile aralarında geçenler ve bunun Emir üzerindeki sosyal ve psikolojik etkileri anlatılıyor romanda. Hasan ve Emir ikisi de Afgan ama Emir bir Peştun iken Hasan bir Hazara. Peştunlar Afganistan'ın çoğunu oluşturuyor. Hazaralar ise Afganistan'ın yüzde dokuzunu oluşturan bir azınlık. Kökenleri ise Moğollara dayandığı sanılıyor. Romanda bu etnik kökenlerin etkileri de anlatılıyor. Romanın yazarı Khaled Hosseini de aynı başkahraman Emir gibi Afganistan Kabil doğumlu. Bu bölgelerde etnik kimlikler çok ve birbirlerini etkiliyor. Yazarın etnik kimliği ise Tacik asıllı. Khaled Hosseini 1965 doğumlu. O doğduğu zamanlar Afganistan'da monarşi var. Ailesi o henüz 5 yaşında iken İran'a yerleşiyor ve 3 sene sonra tekrar Kabil'e geri dönüyorlar. Döndükten birkaç ay sonra ise kırk yıllık monarşik Afgan lider Zahir Şahın kayınbiraderi bir darbe yapıyor ve monarşiyi devirerek cumhuriyeti ilan ediyor. Ama bundan sonra da Sovyetlerin etkisi ile orada komünist bir baskı başlıyor. Bunun üzerine bile tekrar taşınıyor. Önce Paris'e sonra Amerika'ya gidiyorlar. Bunları buraya yazıyorum çünkü uçurtma avcısı ne kadar kurgusal bir roman olsa da yazarın hayatına ilişkin pek çok etki görülüyor. Mükemmel bir roman olsa da keyifli bir roman değil. Çünkü dünyanın acı gerçeklerini anlatıyor. Buradan sonra spoiler yoruma geçeceğim.